13. Hukuk Dairesi 2013/29011 E. , 2014/11760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı site yönetiminin avukatı tayin edildiğini, bir yıl boyunca site avukatlığını yaptığını, aylık 1.500,00 TL olarak anlaşmalarına rağmen kendisine toplam 3.000 TL ödeme yapıldığını, bakiye ücretin ödenmediğini, bu nedenle başlatılan icra takibine ise davalı tarafın haksız yere itiraz edildiğini ileri sürerek, 3.000 TL dışında kalan kısmı için itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, borçlunun asgari %40 inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacı avukatla bir sene için aylık 1.500,00 TL ücretle iş sözleşmesi yaptığını, yılın ilk yarısında 1.500 TL olan ücretin yılın 2.yarısında sözlü anlaşmayla 1.000,00 TL’ye indirildiğini, avukatlık ücreti içinde KDV de bulunduğunu, borçlarını ödediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 2.812,00 TL"lik asıl alacağa yönelik itirazın iptaline, davacının faiz talebinin reddine, davacının %40 inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı eldeki dava ile vekalet ücretinin tahsiline yönelik icraitakibine vaki itirazın iptali ile icra-inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kotu niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra-inkarr tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kurallar ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde icra-inkar tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ : Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle, davacının 2.bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün karar bölümünün (1) no’lu bendinin son cümlesinde yer alan "…. davacının %40 inkar tazminatı talebinin reddine" kısmının hükümden çıkarılmasına; yerine "davacı lehine hükmedilen asıl alacak tutarı üzerinden %40 oranında inkar tazminatına hükmedilmesine" sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 48,05 TL. peşin harcın temyiz edene iadesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.