11. Hukuk Dairesi 2014/4929 E. , 2015/2468 K.
"İçtihat Metni"ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/12/2013 tarih ve 2010/595-2013/333 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/02/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirkette müdür yardımcısı olarak görevli ... isimli kişinin birçok kişiyi mevcut paralarını değerlendirmek amacıyla kandırdığını ve aldığı paralar karşılığında müvekkiline ve diğer şahıslara logolu ve imzalı hazine bonoları verdiğini, ancak bu belgelerin sahte olduklarının anlaşılması üzerine müvekkili ve diğer şahıslarca ... ve çalıştıran sıfatıyla ...’ye karşı Asliye Ticaret Mahkemesi"nde 2008/692 Esas sayılı dosya ile dava açtıklarını, davalı şirketin olayda % 75 kusuru olduğuna hükmedilerek tazminata mahkûm edildiğini, alacağın faiz ve masrafları ile birlikte 29.04.2010 tarihinde tahsil edildiğini, BK 105"inci madde koşulları oluştuğundan munzam zarar alacaklarının hüküm altına alınması için işbu davanın açılma gereğinin doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 60.000 TL munzam zarar alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 230.732,99 TL munzam zararın faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 60.000 TL munzam zararı hangi oranları dikkate alarak belirlediğinin açıklanmadığını, davanın 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 10 yıllık süre dışında kalan bölümün talep edilmesinin mümkün olmadığını, munzam zararın varlığı ve miktarının somut vakıalarla ispatının gerektiğini, paranın geç tahsil edilmesinde müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davanın açıldığı tarihten geriye doğru 10 yıllık zaman dilimi için munzam zarar isteyebileceği, geriye kalan kısmın zamanaşımına uğrayacağı, davacının munzam zararının bilirkişi raporları ile 26.804,69 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 26.804,69 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, mülga 818 sayılı BK"nın 105"inci maddesine dayanan munzam zarar istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik içtihatlarında kabul edildiği üzere ( 11. H.D. 05.07.2011 tarih, 2011/7923 E. 2011/8311 K. sayılı ilamı, 07.03.2014 tarih 2012/14866E. 2014/4388K. sayılı ilamı, 09.03.2006 tarih 2005/13380 E. 2006/2467 K. sayılı ilamı) munzam zarar, temel yapısı itibariyle bir tazminat alacağı niteliğinde olup, bu zararın meydana gelmesinde etkili olan ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal koşullardan bütün kişi ve kuruluşların etkilenmesinin kaçınılmaz olduğu gözetilerek açıklanan olguya dayalı olarak tespit edilen zarar miktarından mülga BK"nın 43. maddesi uyarınca uygun bir indirim yapılmak suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, anılan husus nazara alınmadan hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınaraka davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.