Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4512
Karar No: 2010/2757
Karar Tarihi: 15.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/4512 Esas 2010/2757 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/4512 E.  ,  2010/2757 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Tokat 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 25/02/2009
    NUMARASI : 2008/30-2009/32

    Davacı,16.7.1991-3.7.1996 tarihleri arası Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  reddine  karar vermiştir.
    Hükmün davacı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava,davacının 16.07.1991-03.07.1996 tarihleri arasındaki Bağ-kur sigortalılığının geçerli olduğunun tesbiti ile aksi yöndeki davalı  Kurum işleminin iptali istemine  ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine  karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden 28.01.1986 tarihli giriş bildirgesine istinaden vergi kaydı esas alınarak 10.06.1985 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalılığına tescil edilerek girişi yapılan davacının vergi kaydı10.06.1985-16.07.1991 tarihleri arasında, Oda kaydı14.06.1985-20.06.1996, tarihleri arasında, sicil kaydı 14.06.1985-03.07.1996 tarihleri arasında bulunduğu,davacının 27.01.1986-17.03.1997 tarihleri arasında 1992-1995 yıllarında aralıklı diğer yıllarda genelde her ay prim ödemesinin bulunduğu, ayrıca dosya içindeki Tokat 2. İcra Müdürlüğünün 1995/1366 Esas sayılı takip dosyasında davacının 10.06.1985-31.07.1995 tarihleri arasındaki prim   borcu olan 32.188.638 TL   icra zoru ile alındığı, davacı 03.07.1996 tarihli İB formu ve 03.01.2008 tarihli dilekçesinde, vergi mükellefiyetinin sona erdiği 16.07.1991 tarihinde Bağ-kur kaydının sona erdirilmesini, bu tarihten sonra ödediği primlerin isteğe bağlı  Bağ-Kur sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesini istediği, Kurumca davacının 10.06.1985-16.07.1991 tarihleri arasında zorunlu Esnaf Bağ-Kur lu, 01.09.1991-30.09.1991, 01.11.1991 -28.02.1992, 01.06.1992- 30.11.1992, 01.03.1993- 31.03.1993, 01.10.1995-30.11.1996 tarihleri arasında prim ödemeleri nazara alınarak isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.
    Sözü edilen sosyal sigortalılık, kişinin Anayasa’da ifadesini bulan temel sosyal haklardan olan sosyal güvenlik hakkına ilişkindir. Nitekim, Anayasa’nın 12. maddesine göre, herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Anayasa’nın 60. maddesinde ise, “herkes, sosyal güvenlik hakkına  sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.1479 sayılı Yasa’nın 26. maddesinde de, bu ilke aynen benimsenerek,  sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp, aynı zamanda bir yükümlülüktür (M.Çenberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi, 1985, sh. 90). Bu nedenle, sigortalılık  hakkından  feragat edilemez.
     Bu durumda  davacının verdiği  dilekçenin sonuca etkili olmayacağı gözetilerek oda ve sicil kaydı olan dava konusu dönemde  primlerin icra zoru ile   topluca alınıp uzunca süre kullanılan davacıya Bağ-Kur’lu olduğuna dair güvence verildikten sonra davalı Kurumca 2008 yılında geriye doğru yapılan bir işlemle, dava konusu dönemdeki bir kısım sürelerdeki Bağ-Kur sigortalılığının  iptali,Sosyal Güvenlik ilkeleri ve  MK’nun 2. maddesinde ifadesini bulan iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığından Mahkemece davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine  15.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi