Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/16217
Karar No: 2010/2754
Karar Tarihi: 15.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/16217 Esas 2010/2754 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/16217 E.  ,  2010/2754 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Trabzon İş Mahkemesi
    TARİHİ : 20/10/2009
    NUMARASI : 2008/543-2009/438

    Davacı,  davalılardan işverene ait işyerinde 01.06.1987-21.04.2001 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen çalışmaların tespitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Davacı, davalıya ait mermer atölyesi  işyerinde kesme montaj işçisi olarak 01.06.1987-21.04.2001 tarihleri arasında geçen ve SGK(SSK)’na eksik bildirilen çalışmalarının tespitini   istemiştir.
    Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyularak davalı Kuruma yönelik davada davacının 20/01/1996-01/01/1997 ve 10/03/1999-09/12/1999 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, davalı işveren hakkındaki davanın reddine  karar verilmiştir.
    Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen 19/03/2008 tarihli kararı Dairemizce kısmi bildirim yapılan 20/01/1996-01/01/1997 ve 10/03/1999-09/12/1999 tarihleri arasındaki dönem dışında kalan süreye ilişkin istemin reddinin doğru olduğu, kısmi bildirim yapılan dönemlerde eksik bildirilen süreler yönünden uyuşmazlık konusu dönemde bordro tanığı olan  kişilerin, bunların bulunamaması halinde iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işverenlerce Kuruma bildirilen komşu işyeri çalışanları belirlenerek bu kişilerin beyanlarına başvurulması gerekçesiyle eksik araştırmadan bozulmuştur.
    Öncelikle belirtilmelidir ki; 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının davalı M.Ç.işyerinde eksik bildirilen çalışması olduğu kabul edildiği halde bu işveren hakkındaki davanın reddedildiği, davalı SGK (SSK) nun ise mahkeme masraflarından ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulduğu görülmektedir. Hizmet aktine tabi  çalışan bir kişinin sigortaya bildirilmesi görevi işverene aittir.İşverenin sorumlu tutulmadığı hizmet tespiti davasında  SGK(SSK)’nun sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu hali ile dosyadaki deliller , gerekçe ve hüküm çelişmektedir. Dolayısı ile uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma sonrasında bordro tanığı olarak dinlenen A.K.Y. eksik incelemeye konu dönemin tamamında sürekli değil kısmi  çalışan kişidir.
    Yapılacak iş, öncelikle davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 20.01.1996-01.01.1997 ve 10.03.1999-09.12.1999 tarihleri arasındaki   sürelere ilişkin dönem bordrolarında işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında sürekli çalışan bordro tanığı bulunamadığından bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenleri tarafından Kuruma  sürekli çalıştığı  bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin bilgilerine başvurmak çalışma ile ilgili açık ve yeterli bilgileri almak  ve tüm deliller toplandıktan sonra bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmekten ibarettir. 
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme,  eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz tanık beyanları ile  yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı ve davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi