13. Hukuk Dairesi 2013/10226 E. , 2014/11754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2010/518-2012/543
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat M.. Ö.. ile davacı Milli Eğitim Bakanlığı vekili avukat H.. G.."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davacı kurum müfettişlerince yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 17.06.2009 tarihli rapor ile davalının kurucusu olduğu merkez için özel eğitim alan çocuklara fazladan grup eğitimi verilmesi nedeni ile KDV dahil 278.724,87 TL haksız ödemenin yapıldığının belirlendiğini, işlemin iptali için davalının Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2010/69 esas sayılı dosyası ile açtığı davanın reddine karar verildiğini ve kesinleştiğini belirterek KDV dahil 278.724,87 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kendisine hukuka aykırı ödeme yapılmadığını, grup eğitimi alması gerektiği RAM raporlarında açıkça yer alan öğrencilere verilen ücretin alındığını, bunun dışında ücret alınmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 280.378,80 TL"nin dava tarihine kadar işlemiş faizi 80.443,65 TL ile birlikte dava tarihinden sonra işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasında dava konusu grup eğitiminin verildiğine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık, verilen grup eğitiminin gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu faturaların düzenlendiği tarihte devlet okulunda eğitim alan özürlü bir öğrenci için verilecek tek eğitim bireysel eğitim olabileceği, bu öğrencileri gruplar ile birleştirerek ayrıca grup eğitimi verme mecburiyeti ve görevi bulunmadığı, bu nedenle grup eğitim ücreti talep etmesinin mümkün bulunmadığı, daha sonra 09.07.2009 tarihli resmi gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren mülga “Özürlü Bireylere Uygulanacak Destek Eğitim Proğramları Ve Eğitim
Giderlerinin Karşılanmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine dayanılarak grup eğitiminin 2.kez verilmesinin yasal hale geldiği ancak bunun bir rapor ile önerilmesi gerektiği, dava konusu faturaların düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereğince ise bunun mümkün olmadığı belirtilmiş ve mahkemece anılan rapora itibar edilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de; 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri ile 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 16 ncı maddesine dayanılarak çıkartılan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 1.maddesinde yönetmeliğin amacı belirtildikten sonra, tanımlar başlıklı 4.maddesinde Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) olarak tanımlandıktan sonra, yönetmeliğin 5.maddesinde ise Eğitsel değerlendirme ve tanılama görevinin RAM ‘e ait olduğu belirtilmiştir. Buna göre; Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin alacağı destek eğitiminin türü ve süresi konusunda RAM raporu belirleyici olup davalı, RAM raporlarına dayanılarak grup eğitimi verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiş, delil olarak ise RAM raporlarını dosyaya sunmuştur.
Dava konusu faturaların düzenlediği tarih itibariyle Resmi Kurumda eğitim alanların özel eğitim kurumlarında eğitim almalarını yasaklayan bir hüküm mevcut bulunmayıp, davacı kurum tarafından da davacı tarafından verilen grup eğitiminin RAM raporlarına dayanmadığı şeklinde bir iddianın da ileri sürülmemiş olmasına göre, dosyada mevcut değerlendirme raporlarındaki “grup eğitimi almaları gerektiği” yönündeki ibarenin dikkate alınarak, konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, 2.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 4.163.65 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.