20. Hukuk Dairesi 2015/3000 E. , 2016/9262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili 14/03/2014 tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 1483 ada 30 parsel sayılı taşınmazının sahte kimlik ile babası olan ...’a 11/02/2002 tarihinde satış suretiyle temlik edildiğini, sonrasında da aynı yolla el değişiklikleri sonucunda taşınmazın dava dışı gerçek kişiler adına tescil edildiğini, müvekkili tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının da, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/199– 2010/1179 sayılı kesinleşen kararıyla kısmen kabul edildiğini, müvekkilinin bu şekilde tapu sicilinde yapılan sahtecilik ile taşınmazın mülkiyetinin bir kısmını kaybetmesi nedeniyle uğradığı zarardan TMK’nun 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu iddia ederek şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın, taşınmazın mülkiyetinin kaybedildiği 11/02/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ... tarafından 1483 ada 30 sayılı parsele karşı açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 2005/199 – 2010/1179 sayılı kararda, davacının sahte işlemden haberdar olduğu gerekçesiyle davasının kardeşi dışındaki davalılar yönünden reddedildiği ve kesinleşen bu karara göre, davacının sahte kimlik ile yapılan satıştan haberdar olduğu, bu bağlamda Hazineye yöneltebileceği zararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapuda sahte imza ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Tazminat isteğine dayanak 1483 ada 30 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğiyle ve 351,98 m² yüzölçümüyle tamamı davacı ... adına kayıtlı iken, 11/02/2002 tarih, 1075 yevmiye numarasıyla davacının babası ...’a satıldığı, (davacının sahte imza ile yapıldığını iddia ettiği satış) davacının babası olan ... tarafından ise, 05/03/2003 tarih, 2071 yevmiye numarasıyla taşınmazın 70/351’şer hisseleri, davacının kardeşleri olan ... ve ...’a satıldığı, ...’ın üzerinde ise 211/351 hissenin kaldığı ve davacının babası olan ... taşınmaz üzerindeki 211/351 hissesinin bu sefer tamamını 28/03/2003 tarih, 3090 yevmiye numarasıyla ...-... oğlu ...’na sattığı, davacının kardeşi olan ...’ın taşınmaz üzerindeki 70/351 hissesinin tamamını, 04/05/2004 tarih ve 6411 yevmiye numarasıyla ... oğlu ...’ye sattığı ve en son
davacının kardeşi olan ... ise taşınmaz üzerindeki 70/351 hissesinin 35/351 miktarını 06/10/2004 tarih 13961 yevmiye numarasıyla ... –... kızı ...’a sattığı ve üzerinde ise 35/351 hissenin kaldığı, böylece davacı tarafından tapu iptal tescil davasının açıldığı tarihte, 1483 ada 30 parselin, 211/351 hissesi ... 70/351 hissesi ..., 35/351 hissesi davacının kardeşi ... ve 35/351 hissesinin ise ... adına tescillidir. Davacı tarafından tapu malikleri olan bu kişiler ile dava tarihinde tapuda hissesi olmayan babası ... aleyhine 21/03/2005 tarihinde tapu iptal ve tescil davası açıldığı, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 20/10/2010 tarih ve 2005/199 – 2010/1179 sayılı kararıyla; mahkemece sorulması üzerine davacı vekili bu sahteciliğin ne şekilde yapıldığı yolunda herhangi bir açıklamada bulunmadığı ancak davacı vekili sahteciliğin müvekkilinin babası davalı ... ile kardeşi davalı ... tarafından yapıldığını bildirdiği, tarafların imzaları tahtında kötü niyetin ispatı bakımından tanık bildirmeyeceklerini beyan ettikleri, ... Kurumu raporuna göre resmi senetteki imzanın davacıya ait olmadığının bildirildiği, dosyaya ibraz edilen bono senetleri ve diğer belgelere göre davacının davalı ..."na borcu bulunduğu, UYAP üzerinden yapılan araştırmaya göre davacı ve diğer davalılar kardeşi ... ile babası ...’nın aynı yerde ikamet ettikleri, getirtilen ... 4.Noterliğinin 05.03.2003 tarih ve 06367 yevmiye numaralı vekaletname ile davalı ... tarafından davacı ..."a taşınmaz satışı için yetki içeren vekaletnamenin verildiği, dolaysıyla davacının kardeşi ve babası davalılar tarafından yapılan işlemlerden haberdar olup bu işlemlere onay verdiğinin kabulünün gerekeceği, sahtecilik olayından davalı ... ve ... dışındaki davalıların haberlerinin olmayıp iyi niyetlerinin korunması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davacının davalılar ... ve ..."a yönelik davasının kabulü ile davalı ... adına olan payın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, diğer davalılara yönelik davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davalılar ... (ancak bu kişinin dava ve karar tarihi itibariyle taşınmazda hissesi bulunmamaktadır) ve ...’a yönelik davanın kabulüne ve ...’ın taşınmaz üzerindeki 35/351 hissesinin davacı adına tesciline, davalılar ... , ... ... ve ...’na yönelik davanın ise reddine karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 12/12/2013 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/10/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.