Davacı, davalı işveren nezdinde 5.12.1994 tarihinden itibaren kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, ,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava,davacının Kastamonu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına ait El Dokumaları Atölyesinde 05.12.1994-27.10.1999 tarihleri arasında kesintisiz olarak 506 sayılı Yasa"ya tabi hizmet akdiyle çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 05.12.1994-30.11.1999 tarihleri arasında bildirilen 60 gün dışında sürekli çalıştığının tesbitine ilişkin olarak verilen karar Dairemizin 21.10.2004 tarihli kararı ile bozulmuş mahkemece bozma kararına uyularak yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu davacının 05.12.1994-31.10.1998 tarihleri arasında sürekli 1460 gün çalıştığının tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik inceleme ile varılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işveren tarafından gönderilen işyeri dosyası içinde bulunan davacı ve işveren imzalı 01.11.1998 tarihli iş sözleşmesi belgesinin giriş kısmındaki işçinin adı soyadı bölümünde S. Ü.K.yazıldığı halde sözleşme altındaki işçi hanesinde Ü. K. ‘nin yazılı olduğu, Haziran/1996- Ekim /1998 tarihleri arasındaki imzalı ücret bordrolarında sicilsiz S.K.adına gün belirtilmeden ücretlerin ödendiği S.ile davacının aynı kişiler olup olmadığının mahkemece açıklığa kavuşturulmadığı, davacının 21.11.1994 tarihinde kursunu bitirdiğine dair İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğünce 02.12.1994 tarihinde düzenlenen Kurs Belgesi ibraz ettiği, 05.12.1994 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını belirttiği, işverence davacının kurs başlangıcı 1993/ Eylül ayından kursun bitim tarihi olan 1996/Nisan ayına kadar kursiyer olarak çalıştığının ileri sürüldüğü halde belge ibraz edilmediğinden davacının 1994-1996 yılları arasında kursiyer olup olmadığının belirlenemediği, dinlenen bordro tanıkları davacının 1994 yılından itibaren davalının battaniye dokuma bölümünde sürekli günlük mesai saatleri içinde çalıştığını fazla iş geldiğinde bazen mesai bile yaptıklarını ücretinin parça başı olarak ödendiğini belirttikleri anlaşılmaktadır.
Dokuma işinin;işyeri ve davacının evinde yapılması giderek parça başı ücret ödenmesi hizmet aktinin niteliğini değiştirmeyeceğinden davacının belli bir işi işverenin emir ve talimatı doğrultusunda bir çalışma gücü içinde yerine getirmesi karşısında yapılacak iş ;05.12.1994-31.10.1998 tarihleri arasındaki dönem yönünden, yukarıda belirtildiği gibi davacının kursunun ne zaman bittiği, kurs biter bitmez dava konusu çalışmanın başlayıp başlamadığı, imzalı ücret bordrolarında adı geçen Saniye ile davacının aynı kişi olup olmadığı, ücret bordrolarındaki S.K. adına atılan imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı, davacının eli ürünü olduğunun anlaşılması halinde alınan ücret karşılığı yapılan işin kaç günde bitirileceği belirlenmelidir. Bu dönemde,davacının imzasını içeren imzalı ücret bordroları varsa imzalı ücret bordrosundaki süreler kadar ,imzalı ücret bordrosu olmayan dönemler için, işveren tarafından çalışmaları uzunca süre davalı Kuruma bildirilen ve işveren vekili konumunda bulunmayan davacı ile aynı işi yapan işyeri çalışanlarının tanık olarak beyanlarına başvurularak davacının her ay çıkardığı parça başı işin bir ayda kaç günde yapılabileceği konusunda beyanlarına başvurmak,davacının yaptığı dokuma işinde uzman olan bir bilirkişi ile bir hukukçu ve bir muhasebeciden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak davacının her ay dokuduğu parça başı işi ayın kaç gününde yapabileceği belirlenerek davacının 05.12.1994-31.10.1998 tarihleri arasında her ay kaç gün çalıştığını belirlemek, davalı işverence bildirilmeyen süreleri tespit ederek sonuca varmaktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.