21. Hukuk Dairesi 2009/6138 E. , 2010/2744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2009
NUMARASI : 2007/966-2009/160
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, görev yönünden reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve kanuni gerektirici nedenlere göre davacıların davalı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu öldüğü iddiasına dayalı manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davaya bakmaya adli değil idari yargı yolu görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacıların yakınları olan H. Ş.in makine mühendisi olduğu davalı Şirket"in Irak"ta bulunan şantiyesinde çalışmak üzere davalı şirket ile anlaştığı, topluluk sigortası yaptırıldığı ve 09.01.2007 gününde Irak"ta bulunan şantiyeye götürülmek üzere davalı şirket tarafından kiralanan Moldova uyruklu bir şirkete ait uçakla yola çıktığı, uçağın Irak Belet Havaalanına iniş sırasında düşmesi sonucu öldüğü davacılara SGK."ca ölüm sigortası kolundan ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
"Mali Mesuliyet Sigortası" bulunmayan Moldova uçağının Adana Havaalanına iniş ve kalkış izni veren Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne yönelik davanın dayanağının idarenin hizmet kusuru olması nedeniyle davaya bakmaya idari yargı yeri görevli olduğundan mahkemece bu davalıya yönelik dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine ilişkin olarak verilen karar doğrudur.
Davalı şirkete yönelik davaya gelince; Davanın yasal dayanağı 5521 sayılı Yasanın 1.maddesidir. Anılan madde de; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş aktinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın taraflarının işçi ve işveren veya işveren vekili olması, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş kanunundan kaynaklanması koşuldur. Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez yahut değiştirilemez.
Öte yandan olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa"nın 86. maddesinde Kurumun 2. ve 3. maddelere göre sigortalı durumunda bulunmayanların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca onanacak genel şartlarla (iş kazalarıyla meslek hastalıkları) (hastalık),(analık), (malullük, yaşlılık ve ölüm ) sigortalarından birine, bir kaçına veya hepsine toplu olarak tabi tutulmaları için, işverenlerle veya dernek, birlik, sendika ve başka teşekküllerle sözleşmeler yapabileceği, 85. maddesinde ise sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerin yurtdışındaki işyerlerinde çalışmak üzere giden Türk işçilerine istekleri halinde 85. madde hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda davalı şirket ile ölen H. Ş.arasında iş sözleşmesi bulunduğundan uyuşmazlığın çözüm yeri iş mahkemesi olduğu halde mahkemece yargı yoluna dayalı görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanıp çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
O halde davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 15.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.