Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/8583
Karar No: 2010/2743
Karar Tarihi: 15.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/8583 Esas 2010/2743 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/8583 E.  ,  2010/2743 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 14/04/2009
    NUMARASI : 2007/143-2009/226

    Davacı,  iş kazası  sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kısmen  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Uyuşmazlık iş kazası nedeniyle maddi , manevi tazminat  istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı tarafından 03.04.2007 tarihli dilekçesi ile davalı S.K.aleyhine açılan 15.000,00 TL maddi 15.000,00 TL manevi tazminat davasında 2007/143 E, 2009/226 K sayılı ilam ile davalı S.K.aleyhine dava kısmen kabul edilerek   hüküm kurulmuştur. Davacının aynı olayla ilgili 03.04.2007 tarihli dilekçesi ile davalı bina sahibi A.C. aleyhine açtığı 5.000,00TL maddi , 5.000,00 TL manevi tazminat davasında 26.06.2007 tarih ve 2007/144-425 E,K sayılı kararda, 2007/143 E sayılı dosya  ile irtibatları bulunduğu gerekçesi birleştirme kararı verilmiştir. Birleştirme kararından sonra bu dosyadaki dava  konusu hakkında herhangi bir işlem yapılmamış, davalısı A.C.hakkında bir karar verilmemiştir.
    Somut olayda davalı A. C.’e ait dupleks  dairenin boya badana işini yapmak için telefonla irtibatı kuran R. B.aracılığı ile davalı S.K.anlaşmıştır.Malzeme daire sahibi tarafından karşılanmıştır.S.K. ,K.Çocuklu ve davacının kurdukları kalas iskelenin kayması sonucu davacı ile K.Çocuklu düşüp, davacı ayak bileğinden  yaralanmıştır.31.10.2007 tarihli SSK müfettiş raporuna göre bina sahibi işveren A.C.’in tescilsiz bina tadilat ve dekorasyon işyerinde bildirimsiz işçi olan S.K.,K.Çocuklu ve davacının çalışırken meydana gelen kazanın 506 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında iş kazası olduğu, işveren ve davacının kusurlu olduğu açıkça belirtilmiştir. Dosyadaki 28.12.2007 tarihli işgüvenliği  uzmanlarından alınan raporda ise dayanakları açıklanmadan işveren kabul edilen S.K.’nın % 60, davacının ise % 40 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu rapor esas alınarak davalı gösterilen S. K. aleyhine hüküm kurulmuştur.
    HUMK’nun 388/son maddesi gereğince “Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
    Mahkemeler tarafından verilen kararlarda tarafların gösterilmesi, iddia ve savunmaların özetlenmesi, ihtilaflı konular hakkındaki delillerin tartışılması ret ve üstün tutma sebeplerinin açıklanması gereklidir.. Somut olayda mahkemece, birleştirilen Edremit İş Mahkemesinin 2007/144 E. sayılı dosyasında dava konusu edilen maddi ve manevi  tazminat  talepleriyle ilgili olarak olumlu veya olumsuz karar verilmemiş olması,  dolayısıyla birleştirilen dosya hakkında geçerli hüküm kurulmaması, ayrıca heriki dosya davalısı arasında  işveren-taşeron ilişkisi olup olmadığı, İşverenin kim olduğu, sorumluluğunun yasal dayanakları denetime açık bir şekilde gösterilmeyen yetersiz bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
    Uyuşmazlığın çözümü için "sigortalı" , "işveren", "hizmet akdi" kavramlarının tartışılması gerekir.
    506 sayılı Yasa"nın 2. maddesinde bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu kanuna göre sigortalı sayılacakları, 4. maddesinde bu kanunun uygulanmasından 2. madde de belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerin işveren olduğu bildirilmiştir.
    Olayda sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için sigortalılık niteliğini edinmenin koşulları üzerinde durulmalıdır. Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için  kural olarak hizmet aktinin çalıştırılana yüklediği edim işverene ait işyerinde görülmeli, çalıştırılan 506 sayılı Yasa"nın  3. maddesinde belirtilen sigortalı sayılmayan kişilerden olmamalıdır.
    Hizmet akdinin unsurları; 1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, 2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi 3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması 4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur. Hizmet akdinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, işe başlangıç ve sona eriş saatinin işverence tespiti biçimindedir.
    Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları zaman ve bağımlılıktır. Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki  ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekir.
    Yapılacak iş; öncelikle dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek ve yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda işverenin kim olduğu, davalı S.K."nın işveren mi yoksa işçi mi olduğunu  işveren ise bina sahibi ile aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığını belirleyip İş Kanununun 77. , İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği gereğince iş güvenliği konusunda uzman olan kişilerden oluşacak bilirkişi heyeti oluşturarak kusurun aidiyeti ve oranını hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirleyerek çıkacak sonuca göre karar vermektir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı ve özellikle birleşen dava ile ilgili davacı talepleri hakkında olumlu yada olumsuz karar verilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı ve davalı S. K.nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 15.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi