Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3397
Karar No: 2021/7982
Karar Tarihi: 07.09.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/3397 Esas 2021/7982 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/3397 E.  ,  2021/7982 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19.HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : BURSA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; özel bir sağlık kuruluşu olduğunu ve sigortalılarının bakımı ve tedavisi konusunda davalı kurum ile sözleşme imzalandığını, 2011 yılında Sayıştay Başkanlığının usulsüz fark ücreti alındığı gerekçesi ile hazırladığı denetim raporuna istinaden savunmasının alındığını, davalı kurum tarafından 19.07.2013 tarihli yazı ile 540.505,30 TL tutarında cezai şart uygulanmasına karar verildiğinin bildirildiğini, sözleşmenin 11.1.8 maddesi uyarınca sehven alınan ücretlerin iade edildiği gerekçesiyle bu kısma uygulanacak cezada %50 indirim uygulanmasına ilişkin talebin, komisyon marifetiyle değerlendirilerek 360.580 TL ceza şart uygulanmasına karar verildiğini; davalı kurumca yapılan cezai şart işlemin haksız olduğunu, yüksek bir cezayla karşı karşıya kaldığını ileri sürerek; yazı ile bildirilen mahsuplaşma işleminin 307.482,50 TL"lik kısmının iptaline, davalı kuruma bu miktar kadar borçlu olmadığının tespitine, mahsup edilen bedelin mahsup tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacı tarafından kanıtlayıcı belge sunulmadığını, yapılan işlemlerin usul ve yasalara uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, 191.378,31 TL ile ilgili davacının borçlu bulunmadığının tespitine, bu miktarın mahsup tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, taraflarca istinaf yoluna müracaat edilmiş, bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine; davacının vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5. bendinin düzeltilmesine karar verilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairece verilen 29/09/2020 tarihli ve 2020/1108 E. 2020/4885 K. sayılı kararla; bölge adliye mahkemesince esas hakkında taleplerin her biri bakımından tek tek hüküm kurulması gerekirken, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5. bendi düzeltilerek diğer kısımların aynen korunması yönünde ve kararın infazında tereddüt oluşmasına sebebiyet verecek şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, bozulmuştur.
Bozma sonrası bölge adliye mahkemesince; “...davalı kurumun davacıya 360.580 TL ceza uyguladığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya uygulanan ceza üzerinden hesaplama yapıldığı ve 116.610,42 TL’nin yerinde olduğu belirlendiğinden 243.969,58 TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Her ne kadar davacı harca esas değeri 307.482,50 TL olarak göstermiş ise de bu değer vekalet ücreti hesaplanmasında dikkate alınmıştır. Ayrıca davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT hükümleri gereğince davacı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasalara aykırı bulunmuştur.
Hal böyle olunca, davalı kurumun istinaf başvurusunun reddine; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının iptaline, SGK Başkanlığı Bursa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 19/12/2013 tarih ve 23728181-02/13058211 sayılı ceza yazısından dolayı davacının 243.969,58 TL"lik kısmından borçlu olmadığının tespitine; aynı ceza yazısı gereği davacıdan tahsil edilen cezadan, tahsil edilmesi gereken 116.610,42 TL düşüldükten sonra artan kısmın ödeme tarihinden (mahsup tarihinden) itibaren hesap edilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine” karar verilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava; davalı tarafından tesis edilen cezai şart işleminin 307.482,50 TL"lik kısmının iptali, davacının davalı kuruma bu miktar kadar borçlu olmadığının tespiti, mahsup edilen bedelin faizi ile istirdatı talebine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında; hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bu hüküm, emredici olduğundan mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre; hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına dair kanun hükümleri saklı ise de; davada uygulanması gereken böyle bir kanun hükmü bulunmamaktadır.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesi ve ek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde cezai şartın toplam 307.482,50 TL’lik kısmının iptalini talep etmiş olmasına ve harca esas değer bu bedel üzerinden gösterilmiş olmasına rağmen, bölge adliye mahkemesince, anılan yasa hükmü göz ardı edilerek, davalı kurum tarafından davacıya uygulanan 360.580 TL ceza şart üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. O halde bölge adliye mahkemesince; davacının talebi gözetilmek suretiyle, somut verilere dayalı ve denetime elverişli bilirkişiden ek rapor alınması ve ulaşılacak sonuç dairesince bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK"nın 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 07/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi