14. Hukuk Dairesi 2010/1415 E. , 2010/2355 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.01.2009 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, 06.11.2008 tarihinde kesinleşen elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemli Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/106 Esas 2007/248 Karar sayılı davasında faiz isteminde bulunulmadığından faize hükmedilmediğini, 4.193,11TL tazminat miktarına davanın açıldığı 12.05.1999 tarihi ile karar verildiği 28.12.2007 tarihleri arasında 14.299,90TL faiz yürütülmesi gerektiğini ileri sürerek, 14.299,90TL’nin davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, zamanaşımı süresinin geçtiğini, anılan davada faiz isteminde bulunulmadığını fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmadığını ve asıl alacağın ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Konusu bir miktar paranın ödenmesinden ibaret borçlarda borcun doğduğu veya muaccel olduğu tarihten itibaren faiz istenebilir. Dava dilekçesinde faiz istenmemesi faiz alacağından zımni olarak feragat edildiğini göstermez. Davacı, davalının muvafakati ile aynı davada sonradan faiz isteminde bulunabileceği gibi, faiz istemli ayrı bir dava da açabilir. “Borçların Fer’ilerinin Sükutu” başlıklı BK’nun 113. maddesinde “Asıl borç tediye ile veya sair bir suretle sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair fer"i haklar dahi sakıt olur. Evvelce işleyen faizleri talep hakkının mahfuz bulunduğu beyan edilmiş veya hal icabından neşet eylemiş olmadıkça bu faizler talep olunamaz. Gayrimenkul rehine ve kıymetli evraka ve konkordatoya müteallik hususi hükümler mahfuzdur” hükmü düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu’nun 113. maddesinde öngörülen kural uyarınca, asıl borç sona erdiğinde bu borca bağlı fer’i borçlarda sona erer. Bu husus kendiliğinden gerçekleşir. Fer’i hakları sona erdirmeyen önemli istisna ise “ihtirazi kayıt beyanı”dır. Bir tanımlama yapmak gerekirse ihtirazi kayıt, alacaklının, bazı hakları kullanmakta serbest olduğuna dair irade açıklamasıdır. BK’nun 113/II. maddesindeki “...talep hakkının mahfuz bulunduğu beyan edilmiş veya hal icabından neşet eylemiş ...” sözleri ile anlatılmak istenen budur. İhtirazi kayda ilişkin irade beyanının ifanın kabulü sırasında veya en geç ifanın hemen ardından kullanılması gerekir. Hakkın kullanılması bir şekle bağlı değil ise de, yazılı olarak bildirim ispat kolaylığı sağlar. Bazen işin mahiyeti irade bildirimine engeldir. Örneğin, idare adına ihtirazi kayıt iradesini bildirmeye yetkili olmayan bir kişinin ihtirazi kayıt ileri sürmeden işlem yapması halinde bu haktan vazgeçilmiş sayılmaz.
Somut olayda davacı, Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/106 Esas 2007/248 Karar sayılı davasında elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemiş, faiz isteminde bulunmamıştır. Eldeki dava ile, anılan davada hükmedilen tazminat miktarına dava tarihi ile karar tarihi arasında işleyen faizin davalıdan alınması istenilmektedir. Davalı savunmasında ve temyiz dilekçesinde asıl borcun ödendiğini iddia etmektedir. Bu nedenle, asıl alacağın davacıya ödenip ödenmediği ile ödenmiş ise hangi tarihte ödendiği ve bu alacağın ödendiği memur yada yetkilinin davacı adına irade açıklamaya yetkili bir kişi olup olmadığı araştırılmalıdır. Asıl alacağın ödenmemiş olması veya davacı adına ihtirazi kayıt ileri sürebilecek bir kişi tarafından alınmaması halinde davanın kabulü gerekir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar bir yana bırakılarak eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.