17. Ceza Dairesi 2015/13467 E. , 2016/5112 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuklar hakkında müşteki ..."a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu ile müşteki ..."e yönelik hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
T.C. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasa"nın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuklardan tahsiline karar verilmeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından zorunlu müdafii gideri ile ilgili bölümlerin çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuklar hakkında müşteki ..."a yönelik hırsızlık suçu ile müşteki ..."a yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekiler ... ve ..."un, işyeri komşusu olup, müşteki ..., işyerinde yer olmaması nedeniyle seyyar simit arabasını diğer müşteki ... işyerine koyduğu, olay günü geceleyin suça sürüklenen çocukların, müşteki İbrahim"in işyerine açık bırakılan havalandırma camından girerek, müşteki ... ait olan ancak zilyetliği müşteki ... tevdi kılınan seyyar arabanın camını kırıp, 5,00 TL değerinde peynir ve poğaça çalmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, suça sürüklenen çocukların, seyyar arabanın, işyeri sahibi olan kişiden farklı bir kişiye ait olduğunu bilebilecek durumda olmadıkları gibi, seyyar aracın zilyetliğinin işyeri sahibine ait olması nedeniyle müşteki İbrahim"e yönelik tek bir tamamlanmış hırsızlık suçu oluştuğu halde, eylemin bölünerek, müşteki İbrahim"e yönelik teşebbüs aşamasında kalan hırsızlık suçundan; müşteki ... yönelik ise tamamlanmış hırsızlık suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına ilişkin yazılı şekilde karar verilmesi,
2-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanunkoyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; müşteki İbrahim"in işyerinde bulunan diğer müşteki ... ait olan seyyar simit arabasından 5,00 TL değerinde peynir ve poğaça çalan suça sürüklenen çocuklar hakkında suça konu eşyanın değeri ve suç tarihindeki paranın satın alım gücü dikkate alındığında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış olan ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında müşteki ..."a ait olan ancak müşteki ..."un zilyetliğinde bulunan seyyar arabaya yönelik mala zarar verme suçlarından neticeten hükmolunan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların, TCK"nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı bulunan seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun değerlendirilmemesi,
Kabule göre de;
4-Suça sürüklenen çocuklar hakkında müşteki ..."a yönelik hırsızlık suçundan hüküm kurulurken, TCK"nın 142/1-b ve 143. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay olarak belirlenen hapis cezasından, aynı Yasa"nın 35. maddesi uyarınca ½ oranında indirim yapılarak 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmiş ise de devamında tatbik olunan TCK"nın 31/3. maddesinin de uygulanması suretiyle sonuç cezanın 1 yıl 3 ay hapis cezası şeklinde belirlenmiş olması karşısında, ¼ olması gereken indirim oranının, karar yerinde ½ olarak gösterilmiş olması,
5-T.C. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile
5320 sayılı Yasa"nın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanun"u Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuklardan tahsiline karar verilmeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocukların kazanılmış haklarının gözetilmesine, 12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.