13. Hukuk Dairesi 2017/1742 E. , 2020/3792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 18.5.2010 tarihinde Sosyal Hizmetler Kurumundan ... ve ... isimlerinde iki kardeşi evlat edindiklerini, 2011-2012 eğitim öğretim yılında o yıl açılan ... Koleji ... Kampüsüne rehberlik servisinden özel durumla ilgili daha iyi hizmet almayı da umarak kayıt yaptırdıklarını, çocuklardan ..."in 2,5-3 yaşlarına kadar ailesi ile bir arada büyümesi nedeniyle sosyal olarak ilişkilerini okul ortamında gayet iyi yönetebildiğini, küçük olan ..."nın ise 6 aylık iken terk edilmesi nedeniyle sosyal ortamlarda ilişki kurmakta zorlandığını ve bulunduğu ortama güven duymasının zaman aldığını, ancak davalı kurumca ..."nın gelişimindeki bu özellik göz önünde bulundurulmayarak ufak bir sorun yaşandığında hiç yardımcı olunmadığını, dönem ortasında ..."yı okuldan attıklarını ileri sürerek, fazlaya dayalı hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalının işlettiği okulda okuyan davacıların çocuğunun okuldan kaydının silinmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsiline ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 Sayılı Yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davacıların velisi olduğu çocuğunun öğrenimi için davalı şirketin işletmekte olduğu okula kayıt yaptırdığı anlaşılmakta olup, davacılar bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. O halde mahkemece, tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/05/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi