Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/24
Karar No: 2018/629

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/24 Esas 2018/629 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, resmî belgede sahtecilik suçundan yargılanmıştır. Sanık, Melahat isimli kefil tarafından verilen senedi Nebahat isimli kişiden aldığını, senedi imzalayan kişinin Sabri olduğunu, Melahat'ın evinde yapılan tadilatın bedelini ödememek için senedi icraya verdiğini iddia etmiştir. Ancak, Mahkeme sanığın aleyhine bozma kararı vermiştir. Yerel Mahkeme ise sanığın beraatine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı tekrar incelemiş ve sanığın aleyhine bozma kararı vermiştir. Bunun üzerine, Ceza Genel Kurulu dosyayı değerlendirerek, yerel mahkemenin hükmünün aleyhe bozma kararına uygun şekilde verilmediği ve savunma hakkının kısıtlanmaması gerektiği gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Dosya tekrar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1412 sayılı CMUK'un 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi
- 326/2. madde
- 5271 sayılı CMK' nın 307/2. maddesi
- 326/3. madde
-1412 sayılı CMUK'un 308/8. maddesi
Ceza Genel Kurulu         2017/24 E.  ,  2018/629 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 807-79

    Resmî belgede sahtecilik suçundan sanık ..."in beraatine ilişkin Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.04.2012 tarihli ve 468-373 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 20.10.2015 tarih ve 22627-29859 sayı ile;
    "Sanığın 02.07.2008 tanzim tarihli 11.07.2008 ödeme günlü 2700 TL bedelli senedi vekili aracılığıyla icra takibine koyduğu, katılan vekili Eskişehir 3. İcra Hukuk Mahkemesine imzaya itiraz davası açtığı, mahkeme tarafından grafoloji uzmanından alınan 04.02.2011 tarihli raporda imzanın katılana ait olmadığının belirlenmesi üzerine sanık hakkında resmi belgede sahtecilik yaptığı iddiasıyla kamu davası açıldığı, sanığın aşamalardaki beyanında, senette kefil olan Melahat"ı Nebahat olarak tanıdığını, Melahat"ın dükkanına gelerek evinde tamirat ve tadilat yaptırmak istemesi üzerine evine gidip baktığını ve masrafı çıkartığını, Melahat"ın kabul ettiğini ve borcu bankadan kredi çekerek ödeyeceğini söylemesi üzerine suça konu senedi Melahat"tan aldığını, senedi Melahat"ın yanında bulunan erkek şahsın Sabri olarak imzaladığını, evde tamirat başladıklarını ve 3 gün çalıştıklarını, Melahat"ın bankadan para çekemeyeceğini işi bırakmalarını söyleyerek senedi istediği, çalıştıkları 3 günün karşılığı olarak 150 TL istediğini, Melahat"ın kabul etmemesi nedeniyle senedi vermediğini, 150 TL nin ödememesi üzerine senedi 150 TL asıl alacak üzerinden icra takibine koyduğunu beyan ettiği,tanık Melahat beyanlarında ise, evini su bastığı için zarar gördüğünü, zararının ödenmesi için sigorta şirketine gittiğini, şirketin işi yaptırıp faturasını getirmesi durumunda ödeme yapacaklarını bildirdiklerini, tanıması nedeniyle sanığın iş yerine gittiğini, pazarlık sonucu 2800 TL ye anlaştıklarını, bir belge imzaladığını, belgeyi acelece imzaladığını, icra takibinden sonra senet olduğunu anladığını, sanık ile aralarında anlaşmazlık çıkması üzerine tamiratı başka birine yaptırdığını ve faturasınında bulunduğu şeklindeki beyanları karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkması için, katılan ..."in duruşmaya çağrılarak ifadelerinin alınması sanığa ve senedi yazan Ali Cin"e senedi imzalayan kişinin duruşmaya çağrılacak Sabri olup olmadığının sorulması, sanığın ve kardeşi Ali Cin"in imza örnekleri alınarak incelenmesi ile senede sonradan ekleme yapılıp yapılmadığı hususunda rapor alınması, sanığın evde tamirata başlayıp başlamadığının komşulardan da sorulmak suretiyle araştırılıp çalıştırılan işçiler ile Melahat"ın tamiratı yaptırdığı şahıs duruşmaya çağrılarak tanık sıfatıyla dinlendikten sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 02.02.2016 tarih ve 807-79 sayı ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.04.2016 tarihli ve 148857 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 649-1035 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 18.01.2017 tarih ve 120-382 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı resmî belgede sahtecilik suçunun sübutu bakımından eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yerel Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanığa ve müdafisine bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen duruşmaya gelmemesi üzerine hazır bulunan sanık müdafisinin dinlenilmesi ile yetinilip, sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK"nın 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
    Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK"un 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükmün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2016 tarihli ve 807-79 sayılı direnme kararına konu hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 11.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi