19. Hukuk Dairesi 2014/5620 E. , 2014/10616 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
DAVALILAR : 1) ... vek. Av. ... 2) ... vek. Av. ... İcne
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin ... yerleşik olduğunu, davalı ..."ın 07/10/2005 tarihinde müvekkili şirket yetkilisinin verdiği vekaletname ile şirket adına bir takım işlemler yapmak üzere yetkilendirildiğini, müvekkili şirketin 04/10/2007 tarihli azilname ile davalıyı vekillikten azlettiğini, davalı ..."ın azil sonrası yetkileri sona erince müvekkili şirketin borçlu, kendisinin lehdar göründüğü, toplam 85.000,00 USD tutarlı 13 adet bonoyu kendisinin yetkili olduğu dönemdeki yani 15/10/2005 tanzim tarihi ile düzenleyerek müvekkili şirketi borçlandırıp söz konusu bonoları iki nolu davalıya ciro ettiğini, bu arada davalıların dava dışı ... Otomotiv A.Ş. Isimli bir şirketin de ortakları olduğunu, iki nolu davalı ..."nun da söz konusu bonoları ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2007/3349 esas sayılı takip dosyasından icraya koyup müvekkiline haciz baskısı uygulaması nedeniyle, müvekkilinin 31/07/2008 tarihli 35.000,00 USD bedelli ve 30/10/2008 tarihli 35.000,00 USD bedelli iki adet çek ile icra dosya borcunu iki nolu davalıya 70.000,00 USD olarak ödediğini, müvekkilinin ayrıca 7.500,00 TL tutarındaki icra vekalet ücretini de davalı vekiline ödemek zorunda kaldığını, davalı vekili ile yapılan protokol ve çeklerin ödendiğine dair banka dekontlarının ekte olduğunu, müvekkilinin gerçekte davalılara hiçbir borcu bulunmadığını, bir nolu davalının geçmiş tarihli bonolar düzenleyerek şirketi borçlandırmaya çalıştığını, müvekkilinden haksız olarak para tahsil edildiğini belirterek, İİK."nun 72/7. maddesi uyarınca 70.000 USD"nin fiili ödeme tarihindeki TCMB tarafından belirlenen TL karşılığının ve ayrıca 7.500,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faiziyle birlikte istirdaden davalılardan tahsiline ve %40 oranında tazminatın da davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın İİK."nun 72/7. Maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, bu nedenle reddi gerektiğini, ödemelerin takibin hemen akabinde düzenlenen protokol çerçevesinde çekle yapıldığını, TTK."nun 692. Maddesi uyarınca çekin ödeme aracı olduğunu, çekin verildiği gün ödemenin yapılmış sayılması gerektiğini, bu protokol çerçevesinde icra takibinden feragat edildiğini, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının diğer davalı ile ilgili aynı yönde iddialar ileri sürerek müvekkilinden istirdat talep edemeyeceğini, çünkü ödeme yapılan evrakın kambiyo senedi vasfında olduğunu, müvekkilin iyi niyetli hamil olup bu defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili 16/11/2009 tarihli dilekçesinde cevap için süre talep etmiş, ancak cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, BK.nun 31. maddesi uyarınca hata ile hile ile haleldar olan yahut ikrah ile yapılan akitle bağlı olmayan taraf, bu akdi ifa etmemek hakkındaki kararını diğer tarafa beyan yahut verdiği şeyi istirdat etmeksizin bir seneyi geçirir ise akde icazet verilmiş nazarıyla bakılacağı, bu sürenin imza tarihinden itibaren başlaması gerektiği, çünkü iddia edilen eylemin imza anında da bilindiğinin açık olduğu, buna göre BK."nun 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, diğer taraftan protokol tarihine göre ve çeklerin veriliş tarihine göre, çeklerin bir ödeme aracı oluşu dikkate alınarak ve çeklerin verildiği tarihte icra takip dosyasındaki hacizlerin fekkedildiği dikkate alındığında bu tarihte haciz baskısının kalktığı dikkate alınarak İİK."nun 72/7. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu gerekçesiyle, makbuz ve protokol başlıklı olup 09/01/2008 tarihinde tanzim edildiği ihtilafsız olan ibra sözleşmesinin tanziminden itibaren BK.nun 31. maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde ibra sözleşmesinin feshi yönünde irade açıklaması yapılmadığı ve buna göre hak düşürücü sürenin geçtiği, ayrıca İİK.nun 72/7. Maddesinde öngörülen sürenin de geçmiş olduğu anlaşıldığından, davanın bu nedenle reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.