Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18090
Karar No: 2017/6460
Karar Tarihi: 07.06.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/18090 Esas 2017/6460 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/18090 E.  ,  2017/6460 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin eşi ..."in 09.09.2006 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde hayatını kaybettiğini, müvekkilinin eşini ölümü kendisinin ve kızının kocasının desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza tarihinden küçük ... iki yaşında olduğunu, müvekkilinin kullandığı ... plakalı aracın davalı ...Ş. tarafından ...nolu poliçe ile sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili için 500,00 TL küçük kızı için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilinine karar verilmesini talep etmiş, 26/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile ... poliçe limiti dahilinde 57.500,00 TL, ... poliçe limiti dahilinde 25.000,00 TL olmak üzere toplam 82.500,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı itirazlarının bulunduğu, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, araç başına azami teminat limitinin zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sınırlı olduğunu, müteveffanın tamamen kusurlu olması nedeni ile trafik poliçesi teminatına girmediğini, destekten yoksun kalanların zarar sorumlusundan talepte bulunabileceklerini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini kabul anlamına gelmemek üzere faiz talebinin reddinin gerektiğini, uygulanması gereken faizinde yasal faiz olduğunu; davacı tarafın söz konusu zararla ilgili olarak davadan önce müvekkili şirkete müracaatının bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini, destekten yoksun kalma miktarının uzman bilirkişi tarafından tespit edilmesinin gerektiğini, müteveffanın emniyet kemeri takmadığını, söz konusu kusurun tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, zamanaşımı nedeni ile davanın reddine, davanın teminat dışı olması nedeni ile esastan reddine, kusur indirimi yapılmasına, davacı delillerinin
    taraflarına tebliğine, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden dolayı müvekkili şirket aleyhine faiz, masraf ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı eşin destekten yoksun kalma zararının 140.262,35TL, davacı çocuk ... için 32.084,60TL olacağı, dava dışı müteveffa ..."in yapmış olduğu trafik kazası sonucu yaşamını yitirdiği, aracının davalı ... şirketine hem ... hem de ... sigortası ile sigortalı olduğu, davacıların müteveffanın eşi ve kızı olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile ; davacı ... için 67.137,00 TL, davacı ... için 15.363,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (zorunlu mali mesuliyet ve ihtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamında)1.000,00 TL için dava tarihinden, bakiye için ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan destek kusurlu olduğundan davacı taraf aracının ... ve ..."si olan davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası"nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
    Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
    Kanun koyucu, 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
    Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
    Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
    “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
    a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
    b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
    c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
    d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
    e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
    f) Manevi tazminata ilişkin talepler. ”hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
    Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 sayılı KTK.’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
    Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
    Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
    Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
    Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
    Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
    Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda trafik sigortası genel şartlarında ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da uyuşmazlık konusu değildir.
    Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
    Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan
    davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketinin sorumlu olacağına (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK.nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1491 Esas 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre mahkemece zorunlu trafik sigortacısı yönünden poliçe limiti dahilinde davanın kabulü kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki temyizinin reddi gerekmekle anılan sorumluluk davacı taraf aracının ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartlarına bakıldığında İMMS"nin sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacılar desteğinin sürücüsü olduğu aracın zorunlu trafik sigortacısı ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketine husumet yöneltilmiştir. O halde mahkemece, sadece davalı zorunlu trafik sigorta şirketi açısından 57.500,00 TL limitin oranlanmasıyla karar verilmesi gerekirken sorumluluğu bulunmayan ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı limiti olan 25.000,00 TL"nin de dahil edilerek oranlama yapılması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının zorunlu mali sorumluk yönünden REDDİNE, ihtiyari mali sorumluluk sigortası yönünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi