11. Hukuk Dairesi 2020/2713 E. , 2021/656 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 22.12.2015 tarih ve 2013/274 E. - 2015/973 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı İflas İdare memuru ... tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında yapılan satış sözleşmesine dayanarak davacı şirket tarafından satılması için davalıdan "miniminiş" "miniş" ibareli markalı çocuk ve bebek giyim ürünleri satın alındığını, bu ürünlerin davacı şirketin mağazalarına ve bayilerine dağıtıldığını, ancak dava dışı ..."ın marka hakkında tecavüz iddiası ile davacı şirket hakkında şikayette bulunduğunu, daha önce de davalının TPMK’ye yapmış olduğu benzer marka hakkında dava dışı bu kişi ile yine husumet yaşadığını, davalının üçüncü kişi ile hukuki ihtilaf yaşadığı ürünleri davacıya sattığını, bu nedenle davacı şirket yetkilisi hakkında dava açıldığını ve davacının elinde olan malların bir kısmının toplatıldığını, ürünlerin piyasadan çekildiğini belirterek toplatılıp elde kalan ürünler nedeni ile 103.081,37 TL, nakliye ve toplatma masrafı olarak 1000,00 TL, kar kaybına ilişkin olarak 30.000,00 TL olmak üzere toplam 134.081,37 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, dava açıldıktan sonra davacı şirketin iflasına karar verildiğinden, iflas idare memurlarınca davaya devam edilmiştir.
Davalı vekili, davacının iddia ettiği gibi “minimiş” markalı ürünleri değil "LTL miniminiş" markalı ürünlerin davacıya satıldığını ve teslim edildiğini, bu markanın tescilinin kendilerine ait olduğunu ve 10 yıl süre ile koruma aldığını, davacının iddia ettiği malların davalının sattığı mallar olmadığını, bu hususun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı müflis şirketin davalının üretip kendilerine sattığı ürünlerin piyasadan çekildiğini veya toplatıldığını ileri sürerek ellerinde kalması nedeni ile tazminat talebinde bulunduğu ancak iflas müdürlüğünden gelen 09.12.2015 tarihli cevabi yazıya göre, davalı şirketten alınan ürünlerin iflas masasına kayıtlı olmadığının bildirildiği, ayrıca ceza mahkemesinde adli emanette bulunan ürünlerin yargılamadan sonra ilgilisine iade edildiği, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafın davacıya farklı marka ürün satıp satmadığının tespit edilemediği, davacının iddiasını mevcut deliller ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı İflas İdare memuru ..."dan alınmasına, 01.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.