Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/14827
Karar No: 2022/627
Karar Tarihi: 19.01.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/14827 Esas 2022/627 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/14827 E.  ,  2022/627 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli ve 2018/442 esas, 2018/504 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 22/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık ... hakkında, 17/09/2013 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 05/12/2013 tarihli, 2013/30237 soruşturma, 2013/12036 esas ve 2013/7396 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Büyükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    2- Büyükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2013/1100 esas, 2014/256 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 17/04/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    3- Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine, Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2016 tarihli ve 2015/4 esas, 2016/314 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. ve 3. bendi ve 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 02/06/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    4- Sanığın denetim süresi içerisinde 23/09/2017 tarihinde işlediği hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından Küçükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2018 tarihli ve 2018/110 esas, 2018/376 sayılı kararı ile cezalandırıldığını ihbar edilmesi üzerine, Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 22/11/2018 tarihli ve 2018/442 esas ve 2018/504 sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın TCK’nın 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 24/12/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak suçundan sanık ...'un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/6. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının
    geri bırakılmasına dair Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2016 tarihli ve 2015/4 esas, 2016/314 sayılı kararının itiraz edilmeden 02/06/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 23/09/2017 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 51/1. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine, 1 yıl denetime tabi tutulmasına dair Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli ve 2018/442 esas, 2018/504 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Her ne kadar Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2016 tarihli ve 2015/4 esas, 2016/314 sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin 5 ve 6. fıkralarında aranan şartlar oluştuğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, sanık hakkında daha önceden denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmadığı gibi, anılan değişiklikten önce Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 05/12/2013 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı ve kovuşturma aşamasında 6545 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 5320 sayılı Kanun'un geçici 7/2. maddesi uyarınca verildiğinin kabulü gerektiği ve bu kabule göre değerlendirme yapıldığında ise benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7380 esas, 2017/6802 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, denetim süresinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak veya kabul etmek suçu ile aynı neviden olması gerektiğinden, sanığın denetim süresi içerisinde 23/09/2017 tarihinde aynı neviden olmayan nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarını işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli ve 2018/442 esas, 2018/504 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.
    C-)Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ... hakkında, 17/09/2013 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2016 tarihli ve 2015/4 esas, 2016/314 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 02/06/2016 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 23/09/2017 tarihinde işlediği hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli ve 2018/442 esas, 2018/504 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
    28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 7. maddede yer alan düzenleme;
    (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam olunur.
    (2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191. madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
    (3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur, şeklinde olup,
    5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile 6545 sayılı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, gerek uygulanma şartları, gerekse yaptırımlar ve doğuracağı hukuki sonuçlar bakımından birbirinden farklı niteliktedir.
    5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi düzenlemesine göre; sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmü, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223. maddesi uyarınca düşmesi sonucunu doğurmaktadır.
    Kanun koyucu, kişi hakkında kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile belirli şartların gerçekleşmesi hâlinde kişilerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat tanımak istemiştir.
    5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir" hükmünü taşımaktadır. Buna göre, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya mahkemece kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmemesi/getirememesi hâlinde hüküm açıklanacaktır. Denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olunması durumunda hüküm açıklanabilmesi için bu ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir.
    5320 sayılı Kanun'un geçici 7/2. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde ise; kanuni zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağından, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile aynı neviden olması gerekmekte olup, sanığın denetim süresi içerisinde aynı neviden olmayan kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilemeyecektir.
    Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, kanun düzenlemelerinin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuki güvenlikle bağlantılı olup birey hangi somut eylem ve olguya hangi hukuki müeyyidenin veya neticenin bağlandığını bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını belirler. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete ... duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu ... duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. “Hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkeleri hukuk devletinin unsurlarındandır. Bireyin devlete ... duyması, ancak hukuki güvenliğin sağlandığı bir hukuk devleti düzeninde mümkün olabilecektir. Anayasada öngörülen temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ve insan haklarının insan hayatına egemen kılması için Devlet, bireylerin hukuka olan inançlarını ve güvenlerini korumakla yükümlüdür.
    Tüm bu açıklamalar ışığında; somut olayda, Büyükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2013/1100 esas, 2014/ 256 sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş olması nedeniyle, 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden 5320 sayılı Kanun'un geçici 7/2. maddesine göre değil 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde CMK hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği gözetilmeden geçici 7/2. maddeye göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi kanuna aykırı ise de; sanığın, hukuki yaptırımlar ve sonuçlar konusunda yanıltılmış olduğu, ceza hukuku prensiplerinden olan “yaptırım ve sonuçlarını aleyhe kötüleştirememe ya da ağırlaştıramama kuralı” gereğince, mahkemesince sanığın lehine olarak kanuna aykırı şekilde verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuki değerden yoksun sayılamayacağı, bu hukuka aykırılığın sanık lehine olması karşısında bozma nedeni yapılamayacağı, sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanabilmesi için denetim süresinde işlenen suçun da kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile aynı neviden olması gerekeceği, sanığın denetim süresi içerisinde 23/09/2017 tarihinde aynı neviden olmayan hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği anlaşıldığından, hükmün açıklanmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar :
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; sanığın denetim süresi içerisinde 23/09/2017 tarihinde aynı neviden olmayan hırsızlık,mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, hükmün açıklanmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli ve 2018/442 esas, 2018/504 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
    19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi