Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/4911
Karar No: 2020/5827
Karar Tarihi: 18.06.2020

Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2020/4911 Esas 2020/5827 Karar Sayılı İlamı

13. Ceza Dairesi         2020/4911 E.  ,  2020/5827 K.

    "İçtihat Metni"

    Elektrik hırsızlığı suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-f, 145 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun"un 51. maddesi gereğince ertelenmesine dair Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 20/04/2006 tarihli ve 2005/713 esas, 2006/280 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün sabıka kaydının silinmesi talebi üzerine infazın tamamlandığı, 6352 sayılı Kanun"un lehe düzenlemelerinin hükümlü hakkında uygulanamayacağından bahisle talebin reddine ilişkin Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2005/713 esas, 2006/280 sayılı ek kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 15/10/2018 gün ve 94660652-105-20-616-2017-Kyb sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 24/10/2018 gün ve 2018/85777 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize sunulmuştur.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre;
    1-Atılı suçun elektrik enerjisi hırsızlığına ilişkin olması nedeniyle 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 163. maddesine eklenen 3. fıkra uyarınca karşılıksız yararlanma suçuna dönüşmek suretiyle suç vasfının değiştiği, 6352 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkra hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kurum zararının giderilmesi halinde öncelikle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğinden, mahkemesince bilirkişi tarafından hesaplanan zararı gidermesi halinde, 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair hükümlüye bildirimde bulunulması, ödeme için makul bir süre verildikten sonra ödemesi halinde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğinin gözetilmemesinde,
    2-05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un 82. maddesi ile elektrik hırsızlığını düzenleyen 5237 sayılı Kanunun 142/1-f bendi yürürlükten kaldırıldığı, aynı Kanun’un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 163 üncü maddesine eklenen 3. fıkra ile elektrik hırsızlığı suçunun karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlendiği, dolayısıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2 maddesinde yer alan "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki düzenleme ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” biçimindeki düzenlemeler karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dairemizin 29/11/2018 tarih ve 2018/8103 Esas - 2018/17149 sayılı kararıyla;
    “Suç eşyasının satın alınması suçundan sanık Sayit Kavalcı"nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 165/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına dair Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2010/331 esas, 2012/543 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yapılan yargılama neticesinde, 5237 sayılı Kanun"un 165/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2018 tarihli ve 2017/384 esas, 2018/52 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 19.10.2018 gün ve 94660652-105-16-5666-2018-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 30.10.2018 gün ve 2018/86639 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
    MEZKUR İHBARNAMEDE;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun"un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceğinde şüphe bulunmamakta ise de,
    Dosya kapsamına göre, Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli kararının 06/09/2012 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın 15/09/2012 tarihinde işlediği belirtilen suçtan dolayı Karacabey 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2014 tarihli ve 2014/301 esas, 2014/262 sayılı kararına konu kasten yaralama suçu bakımından, Uludağ Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından tanzim olunan 11/05/2014 tarihli ve 24/2046 sayılı raporu ile, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 32/2. maddesi kapsamında akıl hastalığının bulunduğunun belirtilmesini müteakip, sanığın mahkûm olduğu cezanın tamamen akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanmasına karar verildiği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suç bakımından cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti bakımından gerekli sağlık kurulu raporu alınmaksızın yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmüş olduğundan KABULÜ ile suç eşyasının satın alınması suçundan sanık Sayit Kavalcı hakkında Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2018 tarihli ve 2017/384 esas, 2018/52 karar sayılı kararı ile verilen hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07/03/2019 tarih ve KYB-2019/15365 sayılı yazısı ile;
    Yapılan incelemede, Yüksek Yargıtay 13. Ceza Dairesi tarafından, kanun yararına bozma istemine konu olan sanık ... hakkında Çivril Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kurulan ek karar yerine, sanık Sayit Kavalcı hakkında Karacabey Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen farklı bir kararın incelenerek kanun yararına bozulduğu anlaşılmış, 5271 sayılı CMK"nin 308. maddesi çerçevesinde Yargıtay 13. Ceza Dairesinin anılan kararına karşı itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur.
    SONUÇ VE İSTEM:
    “Açıklanan gerekçelerle;
    1-)Yüksek Dairenizin, 29.11.2018 ve 2018/8103 esas, 2018/17149 sayılı kararının kaldırılması,
    2-)Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 25.03.2016 tarihli ve 2015/173 esas, 2016/280 sayılı ek kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına karar verilmesi,
    3-)Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR:
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının07/03/2019 tarih ve KYB-2019/15365 sayılı yazısı ile; itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan 6352 sayılı Kanun ile değişik CMK"nun 308/3. maddesi gözetilerek itirazın kabulüne,
    2-Dairemizin 29/11/2018 tarih ve 2018/8103 Esas - 2018/17149 karar sayılı bozma kararının kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    6352 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK"nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergisiz gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergisiz gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK"nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği; somut olayda da bu açıklamalar ışığında sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmamış olması ve toplam miktarın bilirkişiye hesaplattırılacak olan katılan kurumun cezasız ve vergisiz gerçek zararını karşılaması durumunda sanık hakkında CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceğinden, karşılamaması durumunda ise yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2005/713 esas, 2006/280 sayılı ek karararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 18/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi