Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1741 Esas 2010/2285 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1741
Karar No: 2010/2285
Karar Tarihi: 20.01.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1741 Esas 2010/2285 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/1741 E.  ,  2010/2285 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.01.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali kıyı olarak terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.03.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _K A R A R_

    Davacı Hazine, 306 ada 2 sayılı parselin kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinini ve elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı temyize getirmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 29.12.1987 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 19.01.2009 da açıldığı anlaşılmaktadır.
    25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanunununun 12. maddesinin 3. fıkrasına ekleme yapılmıştır. Anılan hüküm, " bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" şeklindedir. Diğer taraftan, 5841 Sayılı Kanununun 3. Maddesi ile de 3402 Sayılı Kadastro Kanununa geçici 10. madde eklenmiştir. Bu madde ise "bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" kuralını getirmiştir.
    Anılan hükümler gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği 29.12.1987 tarihi ile davanın açıldığı 19.01.2009 tarihi arasında Kadastro Kanununun değişik 12. maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmkün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davalıya iadesine, 20.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.