Esas No: 2019/5769
Karar No: 2022/1165
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/5769 Esas 2022/1165 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın 2009 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerini inceledi. 2009 yılı suçundan verilen hüküm olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle bozuldu ve düştü. 2010 yılı suçundan verilen hükmün ise dosyadaki delillerin yetersizliği nedeniyle bozulması gerektiği kararına varıldı. Kararın sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, bozulan hükümler için 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği ifade edildi. Kanun maddeleri açıklamaları: 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi, suçu işleyen kişinin vergi kaçakçılığından cezalandırılmasını öngörürken, Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile ilgili maddenin düzenlemesi hakkında yanıltıcı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi, bozulan hükümler için yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen durumlarda yetkili olan yargı mercilerinin nasıl karar vereceğini belirtir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesi:
En son "aralık" ayında matrahlı beyanname verilmesi nedeniyle en aleyhe kabulle suç tarihinin "31.12.2009" olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Sanığa yüklenen "2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B) 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyizi incelemesi:
Sanık hakkında "2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, "İsnat edilen suçlamaları kabul etmem. ... mahallemizden arkadaşımdır. Kendisi öldü. Bu şahıs beni ... isimli bir kişi ile tanıştırdı. Bana bir miktar para verdiler. Ben de boştaydım. Mağdurdum. Adıma şirket kurdular. Notere götürdüler. 6- 7 ay bana maaş da verdiler. Hastalandım. Bir dönem işe gidemedim. Şeker hastası oldum. İyileştiğimde iş yerine gittim. Kimsenin olmadığını gördüm. Ben emniyette fotoğrafından teşhis ettim. O kişi benim adıma şirket kurdu. Beni kandırdılar. beraatimi istiyorum" şeklinde beyanda bulunması; dosya arasına alınan karşıt inceleme raporlarında.... Teks.Ltd.Şti.nin yetkili temsilcisinin faturalarda belirtilen malzemeyi satın aldıklarını, ...'ı birebir tanımadıklarını, orada çalışan biri ile muhatap olduklarını, ödemelerin tamamını firma çeki ile yaptıklarını beyan etmesi; ......İth.Paz.Ltd.Şti.nin yetkili temsilcisinin, fatura konusu malzemeyi gerçekten de satın aldıklarını, ...'ı birebir tanımadıklarını, orada çalışan Özkan isimli kişi ile muhatap olduklarını, iş yerine gittiklerini, çok büyük olmadığını, ödemelerin tamamının firma çeki ile yaptıklarını ifade etmesi; faturaları basan matbaacı .....'ın vergi müfettişlerine, ...'ı tanımadığını, orada çalışan biri ile muhatap olduğunu bildirmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1) Dosyada bulunan faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını ve ...'a ait olduğunu söylemesi halinde; ismi bildirilen kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2) ...'ın da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanık ile bu kişinin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da ...'a ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
b) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
4) Mükellefin 2009 takvim yılının 9. ayından itibaren KDV beyannamelerini verdiği anlaşılan muhasebecis.....'ın tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 46/1-c ve 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sanığı tanıyıp tanımadığının, suça konu faturaların kim tarafından kendisine getirildiğinin, fiilen iş yerinin kim tarafından idare edildiğinin sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
5) Kabule göre de;
a) En son Ocak ayında matrahlı beyanname verilmiş ise de mükellefin GİB, YBS kayıtlarından Form Ba-Bs sorgulama ekranındaki bilgilere göre en son 2010 yılının "Ağustos" ayında mal ve hizmet satın alındığının beyan edilmesi nedeniyle suç tarihinin en aleyhe yorumla "31.08.2010" yerine gerekçeli karar başlığında "2010" olarak yanlış gösterilmesi,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.