Esas No: 2018/1909
Karar No: 2022/1143
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/1909 Esas 2022/1143 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2010 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan mahkum edilmiştir. Sanık, faturaları düzenleyen iş yerinin kendisine ait olduğunu ancak yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını, işlemleri başka bir kişinin yaptığını savunmuştur. Mahkeme, delillerin eksik araştırılması sonucu sanığın mahkumiyet kararının bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri ise TCK'nin 43/1 ve 53. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında “ 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suça konu faturaları düzenleyen iş yerinin kendisine ait olduğunu, ancak faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını, iş yerine ait bütün işlemleri.....isimli bir kişinin yaptığını, sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin bulunmadığını beyan etmesi, sanığın temyiz dilekçesinde şirketi kuran kişilerin ....ve.... olduğunu bildirmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1)Vergi Dairelerinden veya faturaları kullananlardan temin edilecek faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını, ...’a,....veya ...’e ait olduğunu söylemesi halinde; ismi bildirilen kişilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
2) İsmi bildirilen kişilerin de faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde sanık ile bu kişilerin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3)Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da ismi bildiriler kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
4)Kabule göre de;
a)Aynı takvim yılında, birden fazla fatura düzenlediği kabul edilen sanık hakkında TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 25.01.2022 tarihinde Üye ...’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
Karşı görüş:
Sanık hakkında 2010 yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, sanığın sorgusu ve temyiz dilekçesinde bildirdiği kişilerin açık adreslerinin tespiti ile faturaların bu kişiler tarafından düzenlenip düzenlenmediği, fatura ve imzalar hususunda aidiyet incelemesi yapılması, karşıt inceleme raporlarının araştırılması, aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, faturaları kullanan kişilerin faturaları kimden aldıkları husunda beyanlarının alınması ve sanık hakkında ceza süresi yönünden kazanılmış hakkı saklı tutulmak suretiyle TCK'nin 43. maddesinin uygulanması TCK' nin 53. maddesi yönünden AYM iptal kararı yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun kararına bozma kararının 4/a-b bentlerinde yazılı hususlar dışında iştirak etmek mümkün bulunmamıştır, zira;
Sahte faturaların düzenlendiği mükellefiyet kaydı sanık adınadır. Sanık kendisinin yanıltılarak adına mükellefiyet kaydı oluşturulduğu yönünde bir savunmada bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinde ki savunmasında kendisinin matbaacılık yaptığını, soy adını bilmediği ... adında bir kişinin kendisi ile ortak olmayı önerdiğini, kendisinin kabul ettiğini daha sonra soy adını bilmediği ...'la anlaşamadıklarını faturaları ...'tan istediğinde muhasebeci .....'de olduğunu söylediğini, ...'le 5- 6 ay görüşmesine rağmen faturaları alamadığını beyan etmiş, temyiz dilekçesinde ise; ilk derece savunmasında söz etmediği... ve ... adlı kişilerin şirketi kuranlar olduğunu beyan etmiştir.Matbaacılık yapan belli bir eğitim aldığı ve öncesinden esnaf olduğu anlaşılan sanık hayatın olağan akışına uygun düşmeyecek biçimde kendisi ile ortak olduğunu söylediği ... adli kişinin soyadını bilmemektedir. Suça konu sahte faturaların düzenlendiği mükellefiyet kaydı sanık adınadır. Aldatılmak suretiyle adına mükellefiyet kaydı oluşturulduğu yönünde bir savunması mevcut olmadığı gibi temyiz dilekçesinde daha önce dermeyan etmediği halde .... ve ..... şirketin kurucuları olarak suçun faili olduğunu ifade etmektedir ki sanığın savunmaları da aşamalarda gösterdiği değişkenlikle tutarlılık göstermemektedir. Karşıt inceleme raporları ve mükellefler hakkında başka davaların bulunup bulunmadığının araştırılması bu suçun sübutu açısından sanığın hukuki durumunu değiştirmeyecektir. Faturaları kullanan kişilerin dinlenmesi de kullanma suçunun müstakilen bağımsız suç oluşturacağı cihetle sanığın hukuki durumu yönünden esasa etkili bir bir eksik araştırma nedeni olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Sanığın matbaacılık yaparken ortak olduğunu ve soy adını bilmediğini beyan ettiği ... adlı kişinin kim olduğunun tespitinin mümkün bulunmaması, ortak olduğu kişinin soy adının bilinmemesinin hayatın olağan akışına mantık kurallarına uygun düşmediği, sanığın savunması ve temyiz dilekçesinde suçun faillerine ilişkin farklı kişileri suçlaması, mükellefiyet kaydının sanık adına olması, diğer eksik araştırma konusu yapılan bozma nedenlerinin işin esası yönünden etkili bulunmadığı gözetildiğinde sanığın aşamalarda değişkenlik gösteren hayatın olağan akışına uygun düşmeyen kendisini cezadan kurtarmaya yönelen savunmasını yerinde görmediğimden ilk derece mahkemesinin CMK'nin 217. maddesi uyarınca tartışılıp değerlendirilen delillere göre ulaştığı suçun sübutuna ilişkin kanaatte bir isabetsizlik bulunmadığı bozma kararının 4/a-b maddelerinde yazılı hususlar eleştiri yapılmak suretiyle onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun eksik araştırma ile karar verildiği yönündeki bozma nedenlerine iştirak etmek mümkün bulunmamıştır. 25.01.2022