17. Hukuk Dairesi 2014/22502 E. , 2017/6434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline zorunlu trafik ve zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası ile sigortalı otobüsün davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu kamyonun arka kısmına çarpması sonucu otobüs içerisindeki bir yolcunun vefat ettiğini, muris yolcunun mirasçıları tarafından müvekkili aleyhine zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası nedeniyle açılan dava sonucu müvekkili aleyhine 175.000 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiğini, ilamın icraya konulması üzerine müvekkili sigorta şirketi tarafından icra dosyasına 10.01.2013 tarihinde 287.350 TL ödeme yapıldığını, ilgili hukuk davasında işbu dava davalısı olan sürücü ...’un %20 oranında kusurlu bulunduğunu, bilirkişi raporunda poliçe limiti üzerinde tazminat belirlenmesi üzerine muris yolcunun mirasçıları tarafından müvekkili aleyhine bu kez zorunlu trafik sigortası nedeniyle açılan dava sonucu 25.815,38 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiğini, yapılan sulh protokolü sonucu muris yolcunun eşi ve çocuklarına 28.2.2013 tarihinde 39.000,69 TL ödendiğini, murisin anne ve babası bakımından henüz ödeme yapılmayıp davanın derdest olduğunu, bu nedenle müvekkilince 10.01.2013 tarihinde davacılara ödenen 287.350 TL’nin davalı tarafın %20 kusur oranına isabet eden 57.470 TL ve 25.02.2013 tarihinde ödenen 39.000,69 TL’nin davalı tarafın %20 kusur oranına isabet eden 7.800,14 TL olmak üzere toplam 65.270,14
TL’nin ödeme tarihlerinden işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, kaza ile ilgili açılan ceza davasında davalı ..."un beraatine karar verildiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/408 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan kusur incelemesinde müvekkilinin kusursuz olduğunun belirlendiğini, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/359 Esas sayılı dosyası üzerinden alındığı belirtilen Adli Tıp Kurumu’nun müvekkilinin %20 oranında kusurlu olduğunu saptayan raporunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, ceza dosyasının kesinleşmiş olup kesin delil olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, husumet, zamanaşımı ve derdestlik itirazında bulunduklarını, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ceza davasında davalı sürücünün beraatine karar verildiği, kararın kesinleştiği, sübut konusunda verilen ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava zorunlu karayolu taşımacılık ve zorunlu trafik sigorta poliçesi nedeniyle ödenen tazminatın zarara neden olanlardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine (818 Sayılı BK’nun 53. maddesi) göre hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Buna göre, hukuk hakimi kural olarak ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır.(H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı)
Somut olayda davacı ... şirketi vekili iki taraflı trafik kazasında müvekkiline zorunlu karayolu taşımacılık ve zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı otobüsteki vefat eden yolcunun mirasçıları tarafından müvekkiline karşı iki sigorta poliçesi nedeniyle de açılan hukuk davalarında hükmedilen ve sulh nedeniyle müvekkilince
ödenen tazminatlardan, karşı araç sürücüsünün tespit edilen %20 kusur oranına isabet eden kısmının işbu davada karşı aracın sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısından rücuen tahsilini talep etmiştir. Mahkemece işbu davada kusura ilişkin bilirkişi raporu alınmamış, davaya konu trafik kazasına ilişkin temyiz edilmeden kesinleşen ceza davasında hükme esas alınan ... raporuna göre davalı karşı araç sürücüsünün kusursuz olduğu anlaşıldığından CMK 223/2-c maddesi gereği beraatine karar verilmiştir. Mahkemece ceza davasında davalı sürücünün beraatine karar verildiği, kararın kesinleştiği, sübut konusunda verilen ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayacağı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/359 Esas, 2012/430 Karar sayılı dosyası ile dava dışı yolcu murisin mirasçıları tarafından işbu dava davacısı sigorta şirketine karşı zorunlu karayolu taşımacılık sigortası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talepli açılan davada aldırılan ... raporuna göre, işbu dava davacısı sigorta şirketine sigortalı otobüs sürücüsü, sevk ve idaresindeki otobüs ile otoyolda sağ şeritte seyrini sürdürürken yola gereken dikkatini vermemek, hızına uygun şeridi kullanmadığı gibi, önünde aynı istikamette seyreden kamyona yeterli ve güvenli takip mesafesi bırakmamak, bu haliyle önünde aynı istikamette seyreden kamyona arkadan sevk ve idare hatasıyla çarparak olaya sebebiyet vermekten %80 oranında, dava dışı karşı araç sürücüsü (işbu dava davalısı Durmuş) sevk ve idaresindeki kamyon ile asgari 40 km/saat hızla seyretmesi kural gereği iken, sağ şeritte 20-30 km/saat hızla seyir halinde olmasıyla trafiğin seyir güvenliğini tehlikeye düşürmekten %20 oranında kusurlu bulunarak, yolcu muris kusurlu olmadığından tam kusura göre poliçe limiti ile sınırlı olarak hüküm kurulmuştur. Hüküm sadece davacılar tarafından vekalet ücretiyle sınırlı olarak temyiz edilmiş ve hüküm 9.6.2014 tarihinde düzeltilerek onanmak suretiyle 9.9.2014 tarihinde kesinleşmiştir. ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/37 Esas sayılı dosyası ile de işbu dava davacısı sigorta şirketine karşı sigortalı otobüsteki yolcu murisin mirasçıları tarafından zorunlu trafik sigortası nedeniyle, dava dışı kusuru olan şahıslar varsa onların kusurunu da kapsar şekilde destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunulmuş, işbu dava davacısı sigorta şirketi mirasçı davacıların bir kısmıyla sulh olduğunu beyan etmiş olup, davaya ilişkin varsa kusur bilirkişi raporu ve ilam dosya içerisinde yer almayıp UYAP ortamından yapılan sorgulamada da ilama ulaşılamamıştır. Her ne kadar ...
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/359 Esas, 2012/430 Karar sayılı hukuk davasının tarafları farklı ve verilen hüküm işbu dava için kesin hüküm oluşturmaz ise de, işbu dava için güçlü delil oluşturduğunun kabulü gerekeceği kuşkusuzdur. Ceza davasında aldırılan kusur bilirkişi raporuyla davacının icra takibi yoluyla ödeme yaptığı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/359 Esas, 2012/430 Karar sayılı dosyasındaki kusur bilirkişi raporları çelişmiş olup mahkemece diğer hukuk davasının da akıbeti araştırılarak çelişkinin giderilmesi için İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.