Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11961
Karar No: 2015/13658
Karar Tarihi: 25.11.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/11961 Esas 2015/13658 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/11961 E.  ,  2015/13658 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : BURSA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/189-2013/681

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ......n raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ile tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları Nedime Süer"in ölümünden önce maliki olduğu 3529 ada 161 parsel sayılı taşınmazın 1/4 payını diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı gelinine çok düşük bir bedelle sattığını ileri sürerek iptal ve tescil istemişlerdir.
Davalı, eşinin teyzesi olan mirasbırakan N,,,, S,,,,"in dava konusu yeri satmak istemesi üzerine aynı yerde kayınvalidesinin de payı olduğu için bedelini ödeyerek kendilerinin satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muris muvazaasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3529 ada 161 parsel sayılı tarla ve meyve bahçesi vasıflı taşınmazın 1/4 payı davacıların mirasbırakanı Nedime Süer, yine 1/4 payı davalının kayınvalidesi M... D....adlarına kayıtlı iken, davacıların murisinin payını 19.04.2006 tarihli satış akdiyle davalı Ş.. D.."e devrettiği, N... S.....n daha sonra 23.05.2011 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak davacı çocukları Mediha ve Rufat ile birlikte dava dışı çocukları Fatma ve Sabriye"nin kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 6. maddesi gereğince "Herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir".Yine 6100 sayılı HMK"nın 190/1 maddesi gereğince "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

./..

Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; davacılar, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olduğuna göre, bu iddiasını ispat etmekle mükelleftirler. Nitekim davacılar iddialarını ispatlayabilmek için tapu kaydı, resmi senet, mirasçılık belgesi, banka kayıtları, zabıta araştırması, tanık, keşif ve bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmış ve iki tane tanık ismi bildirmişlerdir. Davacıların tanığı Kamil Seferoğlu 10.10.2013 tarihli oturumda dinlenmiş ise de sonraki 10.12.2013 tarihli oturumda tanık dinlenmesinin sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle diğer tanık Adil Karaca"nın dinlenmesinden vazgeçilmiştir. Tüm dosya kapsamından, HMK"nın 190 ve TMK"nın 6.maddeleri uyarınca davacının tüm delilleri toplanmamış, iddialarını kanıtlama imkanı verilmemiştir.
Hâl böyle olunca; tarafların bildirdiği tüm delillerin toplanması, davacıların diğer tanığının dinlenmesi, yerinde keşif yapılarak zilyetlik durumunun araştırılması ve taşınmazın temlik tarihindeki gerçek değerinin tespiti için bilirkişi raporu alınması ve tüm deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi