3. Hukuk Dairesi 2014/14914 E. , 2014/16817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, düğünde takılan ziynetlerin, düğünden bir hafta sonra davalı adına kayıtlı olan aracın kredi borcunun kapatılması için bozdurulduğunu, davalının 2007 yılında müvekkili aleyhine boşanma davası açtığını, müvekkilinin boşanma davasının yargılaması sırasında ziynetlerinin iadesini talep ettiğini, mahkemece, tarafların boşanmalarına ve ziynetlerin müvekkiline iadesine karar verildiğini, kararın temyizi üzerine ziynet eşyalarına yönelik hükmün bozulduğu ve bozmadan sonra taraflarca takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek; 10 adet 22 ayar her biri 30"ar gram altın bilezik, 2 adet 15"er gram hediyelik altın bilezik, bir adet 40 gram enli bilezik, 2 adet kaşlı yüzük, 22 ayar 25 gram kelepçe, 2007 yılında 1.200,00 TL değerinde olan bir adet setten oluşan ziynet eşyalarının müvekkiline aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 16.575,00 TL artırarak toplam 26.575,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin aracı, evlenmeden önce 32.000,00 TL"ye satın aldığını, satış bedelinin 25.000,00 TL"sini nakit ödediğini, bakiye 7.000,00 TL için banka kredisi çektiğini, toplam 18 aylık kredi borcunun 9 taksitini evlenmeden önce ödediğini, kalan taksitlerin toplamı olan 4.000,00 TL"yi ise ailesinin borçsuz bir hayata başlaması için verdiği para ile ödediğini, kredi borcu için altınların bozdurulmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 13.725,00 TL bedelli 10 Adet 15 gram 22 ayar bileziğin, 2.790,00 TL bedelli bir adet 45 gram setin, 3.660,00 TL bedelli 4 adet 10 gram bileziğin aynen, mümkün olmadığı takdirde belirlenen bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Dava; ziynet eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde nakden tahsili istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Hayat deneyimlerine göre olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Somut olayda, koca tarafından açılan boşanma davasında kadın, cevap dilekçesiyle ziynet eşyalarının iadesini talep etmiş ve mahkemece boşanmayla birlikte, ziynet eşyalarının kadına iadesi yönünde karar verilmiş ise de, hükmün temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 23.02.2010 tarih, 2009/60 E.; 2010/3229 K. sayılı kararı ile, kadının cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, mevcut bulunmaması halinde bedelini talep ettiği, bu hususta usulüne uygun olarak harcı verilerek açılmış bir dava ya da karşı dava bulunmadığı, ara karar üzerine sonradan harcın ikmal edilmesinin cevap dilekçesini karşılık dava haline getirmeyeceği, ziynetlere ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuş, bozma sonrasında dava taraflarca takip edilmediği için mahkemece 27.10.2010 tarihli ilamla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
09.07.2012 tarihinde açılmış olan eldeki davada davacı kadın; ziynetlerin davalı koca adına kayıtlı aracın kredi borcunun kapatılması için düğünden bir hafta sonra bozdurulduğunu iddia etmiş, davalı koca ise, ziynetlerin davacı kadında olduğunu, aracını kendi birikimleri ve ailesinin maddi desteği ile aldığını savunmuştur.
Buna göre uyuşmazlık, davalının 2004 yılında satın aldığı aracın kredi borcunu ödemek için ziynet bozdurup bozdurmadığı, bozdurmuş ise ne miktarda ziynet bozdurduğu hususunda toplanmaktadır.
Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden; davalının, 05.02.2004 tarihinde bankadan araba için 7.000,00 TL tutarlı kredi çektiği, davaya konu aracı evlenmeden önce 06.02.2004 tarihinde satın aldığı, krediyi aylık 450,00 TL taksitle ödediği, tarafların 09.09.2004 tarihinde evlendikleri, aracın kredi borcunun yalnızca 4.235,00 TL"lik kısmının evlilik birliğinin kurulmasından sonra bankaya ödendiği anlaşılmıştır.
Boşanma dosyasında dinlenen tanıkların bir kısmı ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde bozdurulduğunu, paranın araba borcu için kullanıldığını beyan etmişlerdir.
Eldeki dosyanın dava dilekçesinde davacı; düğünden 1 hafta sonra ziynetlerin bozdurularak davalı adına kayıtlı olan aracın kredi borcunu kapatmak için kullanıldığını iddia ettiğine ve boşanma davasında dinlenen tanıklarda bu yönde beyanda bulunduğuna göre, ziynetlerin bozdurularak arabanın kredi borcunu kapatmak için kullanıldığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak aracın kredi borcunun tarafların evlenmesinden sonra kalan bakiyesinin 4.235,00 TL olduğu gözönünde bulundurularak bu miktarla sınırlı olacak şekilde davacının talebinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca mahkemece; davalının, davacıyla evlenmeden önce 7.000,00 TL banka kredisi çekerek satın aldığı aracın, evlilik birliğinin kurulmasından sonra yapılan kredi ödeme miktarıyla sınırlı olarak davacının talebinin kabulü gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.