15. Hukuk Dairesi 2019/1242 E. , 2019/4612 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı-birleşen dosya davalısı ile davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup iş sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan asıl dava yapılan icra takibi nedeni ile borçlu bulunulmadığının tesbiti yüklenici tarafından açılan birleşen dava ise kalan iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar yüklenici şirket vekili ve iş sahibi kooperatif yetkilisince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre temyiz eden yüklenici şirket vekili ile iş sahibi kooperatif yetkililerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-İş sahibi kooperatif tarafından yüklenici şirket aleyhine ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/104 Esasına kayıtlı olarak açılıp yeni mahkeme kurulması nedeni ile ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/1443 Esas sayısını alan dava dosyası ile yüklenicinin iş sahibi aleyhine ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/341 Esasına kaydedilen dava dosyası irtibat nedeni ile asıl dava dosyası üzerinden birleştirilmiştir.
Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda 05.09.2013 tarihinde asıl davanın reddine, yüklenici tarafından açılan birleşen davada 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 84. maddesi ve akdi faiz uygulanarak düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak davanın
kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 03.07.2015 gün, 2015/725 Esas, 2015/3930 Karar sayılı ilamı ile asıl davada verilen hükme yönelik iş sahibi kooperatif vekilinin temyiz itirazları reddedilerek onanmış, birleşen dosyada verilen karara yönelik tarafların diğer temyiz itirazları reddedilmek sureti ile işlemiş faiz hesabı, icra takibine dayanak senetlerin belirlenen alacak içerisinde olmaması sebebi ile birleşen dosyada kurulan hükümde infazda tereddüt yaratacak şekilde "tahsilde tekerrür olmaması kaydı" ibaresi ile verilmiş olmasının doğru olmadığı, davacının 220.000,00 TL alacak yönünden akdi faiz isteme hakkından vazgeçmiş olmakla birlikte bu kısım ile ilgili 6098 sayılı TBK"nın 88 ve 120 maddelerinde gösterilen sınırlamalar da dikkate alınmak kaydı ile akdi faiz talebine karar verilmesi yerine 220.000,00 TL alacağı aşan ve ıslahla talep edilen kısma avans faizine hükmedilmesinin de kabul şekli itibariyle doğru olmadığından bahisle birleşen davada kurulan hüküm taraflar yararına bozulmuştur.
İş sahibi kooperatif ile yüklenici şirket vekilinin karar düzeltme talebinde bulunmaları üzerine Dairemizin 06.10.2016 gün, 2016/892 Esas, 2016/4154 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinde bulunanların diğer karar düzeltme talepleri reddedilerek yapılan inceleme sonucunda iş sahibi kooperatifin 24.03.2006 tarihli ek sözleşmenin 5. maddesinin "g" bendine göre 5. ay (Mayıs ayı) sonunda başlamak kaydıyla aylık olarak taşeron firmaya ödemeye başlayacağından 2006 yılı Mayıs ayı sonundan itibaren yüklenici şirketin işlemiş faiz istemekte haklı olduğu, ek sözleşmede kararlaştırılan aylık 25.000,00 TL"ye göre işlemiş faiz hesabı yapılması gerekir ise de birleşen davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda aylık 15.000,00 TL"den işlemiş faiz hesabı yapıldığı ve bu husus yüklenici şirket tarafından temyize getirilmediğinden bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla aylık 15.000,00 TL için 2006 yılı Mayıs ayı sonundan itibaren işlemiş faiz hesabı yaptırılması gerekirken ek sözleşme hükmü gözden kaçırılarak cari hesap ektresinin düzenlendiği 12.05.2005 tarihinden itibaren işlemiş faiz hesabı yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek birleşen davada yazılı miktara hükmedilmesinin, birleşen davadaki icra takibine dayanak yapılan bonoların belirlenecek alacak içerisinde olmadığından birleşen davada verilen kararda "tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla" ibaresinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve birleşen dava yüklenicisi dava dilekçesinde talep ettiği asıl alacağı seçimlik hakkını iş sahibi lehine akdi faiz yerine avans faiz olarak kullanmış olup, ıslahla arttırdığı kısma akdi faiz istendiğinden birleşen davada talep edilen asıl alacak kısmı için avans faizi, ıslah edilen kısmı için ıslah harcının yatırıldığı tarihten akdi faiz uygulanması gerekirken tamamı üzerinden dava ve ıslah tarihinden avans faizi yürütülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan taraf vekillerinin karar düzeltme talepleri kabul edilerek Dairemizin 2015/725 Esas, 2015/3990 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün değiştirilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Az yukarıda değinildiği gibi mahkemece, davaların birleştirilmesinden sonra yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda birleşen davada yüklenici alacağına avans faizi uygulamak ve takipten sonra icra dosyasına yapılan ödemeler ile ilgili 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 84. maddesi hükmünce yapılan kısmî ödemeleri öncelikle işlemiş faiz ve icra masraflarından düşmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. İlk karara karşı yapılan temyiz sonunda, Dairemizin bozma ve karar düzeltme talebi üzerine yaptığı değişik bozma kararlarında temyiz eden tarafların diğer temyiz itirazları reddedilerek kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz ve icra masraflarına mahsup edileceği ve 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 84. maddesinin uygulanmış olması hususları bozma kapsamı dışında kalmış ve birleşen dosya davacısı yararına
usuli kazanılmış hak olmuştur.
Akdi faiz uygulaması ile ilgili olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88/II ve 120/II. fıkrasında yapılan düzenlemeler emredici nitelikte olduğundan mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği gibi Dairemizin 03.07.2015 gün, 2015/725 Esas, 2015/3930 Karar sayılı bozma ilamının 3. bent son paragrafında işlemiş faiz hesabında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88 ve 120. maddelerinde gösterilen sınırlamaların da dikkate alınması gerektiğine işaret edilmiştir. 06.10.2016 gün 2016/892 Esas, 2016/4154 Karar sayılı ilamla karar düzeltme talebi kısmen kabul edilerek değişik gerekçe ile bozma kararı verildiği ve tarafların ilk bozma kararına karşı yaptığı diğer karar düzeltme talepleri reddedildiğinden faiz uygulamasında Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra TBK"nın 88/II ve 120/II. maddelerindeki sınırlandırmaların dikkate alınması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece; birleşen dava ile ilgili olarak yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan 2006 yılı Mayıs ayı sonundan itibaren yüklenici şirketin usuli kazanılmış hak da dikkate alınarak aylık 15.000,00 TL için işlemiş faiz istemekte haklı olduğu ve işlemiş faizin de yüklenici tarafından seçimlik hak iş sahibi lehine daha az oranda olan avans faizi olarak kullanıldığından ıslahın yapıldığı 22.11.2012 tarihine kadar değişen oranlarda avans faizi 22.11.2012 tarihinden itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88/II ve 120/II. maddesindeki sınırlandırmalar dikkate alınarak akdi faiz oranını uygulamak ve icra takibi ile davadan sonra yapılan ödeme var ise bunların da 818 sayılı Borçlar Kanunu 84, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 100. maddesi hükümlerince kısmi ödemeleri öncelikle işlemiş faiz ve icra masraflarından düşmek sureti ile yüklenici şirketin birleşen davada istemekte haklı olduğu alacak miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp Türk Borçlar Kanunu"nun 88/II ve 120/II. maddesindeki sınırlamalar belirtilip yıllık %60 oranını aşmamak koşulu ile değişen oranlarda akdi faiz uygulanarak tahsil kararı verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle yüklenici şirket vekili ile iş sahibi kooperatif yetkililerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile birleşen davada kurulan hükmün yüklenici şirket ve iş sahibi kooperatif yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına, 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısına
iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.