MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davalı kooperatifin 24/10/2004 tarihli genel kurul toplantısında müvekkilinin 18.982,46 TL bedelden dolayı sorumluluğuna karar verildiğini iş bu kararın hukuka aykırı olduğunu o tarihteki denetçilerin ve yönetim kurulu üyelerinin müvekkilinin bu borçtan sorumlu olduğunu, ancak istifa etmesi nedeniyle doğan alacağından bu paranın mahsubunun kabul etmesini istediklerini ve hileli yolla bir protokol imzalatıldığını, bu protokolde zararın müvekkilinin tek başına karşılamış gibi yazıldığını, müvekkilinin kooperatiften istifası nedeniyle başkaca bir alacak kalmadığını belirtildiğini, halbuki müvekkilinin kooperatife 40.000,00 TL’ye yakın ödemesinin bulunduğunu mahsup edilen alacağın daha az olduğunu müvekkilinin kandırıldığını ileri sürerek, ortada iddaa edildiği gibi bir zararın olup olmadığı bu zarardan kimlerin sorumlu olduğu ve müvekkilinin istifa nedeniyle iade alacağının belirlen şimdilik 10.000,00TL’nin üyelikten çıkma tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 05/06/2005 tarihli genel kurul kararı ile kooperatif ortaklığından ayrıldığını, genel kurul tutanağına göre davacının 2 hissesini de kooperatife devredildiğini, bu devir neticesinde davacının herhangi bir alacağının kalmadığının tutanakta belirtildiğini davacı tarafından açılan iş bu alacak talebinin ancak 05/06/2005 tarihli genel kurul kararının iptaliyle mümkün olduğunu, çünkü iş bu genel kurul kararında davacının alacaklarından vazgeçtiğini ve genel kurul kararlarına karşı dava açma süresinin de kaçırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar genel kurul kararına konu olmuş olan protokolün hile ve müvekkilinin kandırılması ile imzalandığının iddaa etmiş ise de, sunulan delil listesi incelendiğinde hile iddiasını ispatlayacak herhangi bir delile dayanmadığı, davacının kooperatiften olan alacakları yönünden kooperatifi ibra etmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı asil temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı asilin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı asilin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.