11. Hukuk Dairesi 2014/18456 E. , 2015/2360 K.
"İçtihat Metni"ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2014 tarih ve 2008/304-2014/298 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket hisselerini 5.10.2004 tarihinde devrettiğini, devir sözleşmesinde 1.10.2004 tarihine kadar borç ve alacakların devreden müvekkiline ait olacağının kararlaştırıldığını, bu tarih öncesinden kaynaklanan alacaklar için dava ve takip yoluna gidildiğini, davalının bu alacakları tahsil edip müvekkiline ödemediği gibi bu alacakların müvekkiline temlikine de yanaşmadığını, bu alacaklardan .. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/140 esas sayılı dava dosyasına konu alacak nedeniyle açılan davada, davalıların 11.6.2007 tarihinde davadan feragat edip alacağın tahsil imkanını ortadan kaldırarak müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek 51.125,00 TL alacağın devir edilmesi gerektiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirketin % 99 hissesi davacıya ait iken yapılan devir sözlemesi uyarınca % 33 hissesinin Cemal Taşkın, % 34 hissesinin ..., % 33 hissesinin ..."a devredildiğini, devir sözleşmesinde 1.10.2004 tarihinden önceki borç ve alacakların devredene ait olacağına ilişkin özel hüküm bulunduğunu, davalının görevinden azledildiği 18.3.2006 tarihine kadar şirket müdürü olduğunu, bu tarih sonrasında davacı tarafından şirket adına verilmiş görünen vekaletnameler ile dava ve takipler yaptırıldığını, tahsil edilen paraların şirket ödenmeyip davacıya ödendiğini, davacının devir öncesi borçlarına ilişkin sorumluluğunu gereği gibi yerine getirmediğini, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nde yetkisiz vekaletname ile açılan davadan müvekkillerinin halen iş yaptıkları davalı Balıkesir Belediyesi ile olan iş ilişkileri nedeniyle feragat edildiğini, davacının müvekkili uhdesinde bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının 18.3.2006 tarihine kadar davalı şirkette müdür olarak görev yaptığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/140 esas sayılı dava dosyasında yapılan feragat tarihinde davacının müdürlük görevinin devam ettiği, davacının feragatin kendisini zarara uğratmak kastıyla yapıldığını ispat
edemediği, davalı şirket tarafından açılan dava ve icra takipleri sonucunda yapılan tahsilat bulunmadığı, davacının bu dava ve takipler nedeniyle davalı uhdesinde bulunan parayı ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
Kararı, davacı vekili vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin kendisine ait şirket hisselerini devrettiğini, devir sözleşmesi uyarınca 01.10.2014 tarihine kadar borç ve alacakların müvekkiline ait olduğunun taraflarca hüküm altına alındığını, davalı şirketin bu alacakları tahsile veya müvekkiline temlik etmeye yanaşmadığını ileri sürerek alacak davası açmıştır. Davacı vekilinin davaya dayanak gösterdiği hisse devir sözleşmelerinin diğer tarafını dava dışı ..., ..., ... teşkil etmektedir. Somut olayda husumet bu kişiler haricinde ve ayrı bir tüzel kişiliği bulnan davalı şirkete yöneltilmiştir. Hisse devri sonrasında gerçekleşen yeni devirler uyarınca davalı şirketin ortaklık yapısı da tamamen değişmiş, davacıdan hisse devralan şahısların şirketteki ortaklığı da son bulmuştur. Sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği her sözleşme tarafları yönünden bağlayıcı niteliktedir. Davacı ile dava dışı üçüncü şahıs konumundaki kişiler arasında yapılan hisse devir sözleşmelerinin sözleşmenin tarafı olmayan ve ayrı tüzel kişiliği bulunan davalı şirket yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu itibarla, hisse devir sözleşmesinin anılan hükmü uyarınca davalı şirket tarafından 01.10.2004 tarihi öncesinden kaynaklı borçları yönünden şirket alacaklılarınca doğrudan davacıya dava ikame edilemeyeceği gibi, bu hüküm uyarınca davalı şirkete de husumet yöneltilemez.Bu nedenle, açılan davanın husumetten reddi gerektiğinden sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.