Esas No: 2012/13
Karar No: 2012/107
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/13 Esas 2012/107 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2012/13 E. , 2012/107 K.- İCRA VE İFLAS KANUNU?NUN 67. MADDESINE GÖRE AÇILAN ITIRAZIN IPTALI ILE TAKIBIN DEVAMINA, %40 ICRA INKAR TAZMINATINA HÜKMEDILMESI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI HK.
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : Gediz EDAŞ İzmir İl Müdürlüğü Vekili : Av. Ç.D. Davalı : İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vekili : Av. H.D. O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı belediye tarafından İzmir Metro Projesi kapsamında Karşıyaka 1671 Sok. üzerinde yapılan kazı işlemleri sırasında enerji nakil hatlarına zarar verildiğini, bu zararlara ilişkin olarak davacı tarafından 10.09.2009 tarih ve 1476 sayılı tespit evrakının tanzim edildiğini; bu evraka ilişkin olarak tutulan tutanak ve zarar miktarını belirleyen raporun mevcut olduğunu; zararın tazmini için davalı belediyeye yapılan başvuru sonuçsuz kaldığından, İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2010/1786 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını; takibin davalının itirazı ile durduğunu beyan etmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 İcra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş ve bu istemle adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalı idare vekilinin birinci savunma dilekçesinde, kamu hizmeti yürütmekle yükümlü olan belediyenin verdiği zarardan dolayı özel hukuk hükümlerinin uygulanamayacağı davanın görev yönünden reddinin gerektiği savunulmuştur. İZMİR 6. SULH HUKUK MAHKEMESİ: 8.2.2011 gün ve E:2010/687, K:2011/90 sayı ile; davacı tarafından; belediyenin vermiş olduğu kamu hizmeti sırasında meydana gelen zararın tazmini davalı belediyeden talep edilmiş olup, belediye tarafından bu istemin reddedildiği, idari işlem niteliğinde olacağı açık bulunan bu ret işlemine karşı idari yargıda iptal istemiyle dava açılması gerektiği, gerekçesiyle yargı yolu bakımından davanın reddine karar vermiş, davacı vekilinin temyiz istemi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.9.2011 gün ve E.2011/8854, K:2011/13149 sayılı kararı ile, bu gibi kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağı yönündeki gerekçesiyle temyiz isteminin reddi üzerine kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır. İZMİR 2. İDARE MAHKEMESİ: 3.11.2011 gün ve E:2011/2241, K:2011/1624 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1/a bendinde idari işlemler hakkında şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının dava türleri arasında sayıldığı, Kanunun 15. maddesinin 1/a bendinde, adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükmüne yer verildiği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun "İcra Mahkemesi" başlıklı 4. maddesinde; "İcra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi icra mahkemesi hakimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim tarafından yapılır." hükmüne, "İtirazın İptali" başlıklı 67. maddesinde ise; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." hükmüne yer verildiği yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca, davacı kurum tarafından yürütülen icra takibine davalı idarece yapılan itirazın, idari bir işlem niteliği bulunmayıp, ancak icra mahkemesinde açılacak itiraz davasına konu edilebileceği açık olduğundan, uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevine girdiği sonucuna ulaşıldığı, gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacı vekili görevsizlik kararları nedeniyle ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi talebiyle Başkanlığımıza dilekçe ile başvurmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 21.5.2012 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosya örneğinin 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği Başkanlıkça adli yargı dosyasının da ilgili Mahkemesinden getirtildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacı kurumun İzmir 11. İcra Müdürlüğünün E:2010/1786 sayılı dosyasında başlattığı icra takibine davalı idarece yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ,%40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır. İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir. İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır. Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.) Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır. Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır. Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır. Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 8.2.2011 gün ve E:2010/687, K:2011/90 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 21.5.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.