12. Hukuk Dairesi 2016/20712 E. , 2017/12591 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı ciranta tarafından borçlu keşideci şirket aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu keşidecinin İİK"nun 168/3. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sair itirazlarının yanı sıra, takip dayanağı çekin keşide tarihinde yapılan değişikliğe ilişkin paraf imzasının şirket yetkililerine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği, mahkemece, davanın kabulü ile takibin davacı yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
HMK"nun 207. maddesi hükmü gereğince; senetteki düzeltmelerin keşideci borçlu tarafından paraf edilmesi gereklidir. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise, inkâr halinde yok hükmündedir. Bu nedenle senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir. Bu şekilde yapılan imzaya veya paraf imzasına itiraz halinde, mahkemece, yöntemince imza incelemesi yapılmalıdır. Düzeltmenin onaylı olmaması veya imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır.
İİK"nun 170/3 . maddesinde; inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşıldığı takdirde itirazın reddedileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu çekteki imzaların borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddiayı ispat külfeti alacaklıya aittir.
Somut olayda, ...Jandarma Genel Komutanlığı"nca düzenlenen 14.03.2016 tarihli raporda; keşideci ... İnş. Tem. Yak. Day. Tük. Mal. Tic. Ltd. Şti. adına atılan imza ile çekin keşide tarihi hanesinde bulunan paraf imzanın ..., ... ve ... eli ürünü olup olmadığı hususunda müspet ya da menfi bir kanaat bildirilmediği görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan rapordaki, çekin keşide tarihindeki paraf imzanın, borçlu şirket yetkililerinin eli ürünü olup olmadığı hususundaki belirsizliğin borçlu lehine değerlendirilerek yapılan düzeltmenin geçerli olmadığı belirtilmiş ve 20.08.2014 keşide tarihli çekin yasal ibraz süresi geçtiktensonra 18.02.2015 tarihinde ibraz edildiğinden senedin kambiyo vasfı taşımadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. Oysa, bilirkişi raporuna itirazlarını içeren 06/05/2016 tarihli dilekçe ile ispat külfeti kendisinde olan alacaklının yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, bu talebini duruşmada da tekrarladığı görülmüştür.
O halde, mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı gözetilerek, düzeltilen keşide tarihi olan 17/02/2015 tarihi itibariyle şirket yetkililerinin tespit edilerek, uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, alacaklı vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yolundaki talebi göz ardı edilerek, kesin kanaat içermeyen mevcut rapor hükme esas alınarak, borçlunun isteminin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.