1. Hukuk Dairesi 2015/10643 E. , 2015/13606 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2009/370-2013/186
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davası sonunda, yerel mahkemece iptal-tescil isteğinin reddine;tazminat isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili, davalı Fikret vekili ve davalı Necat vekili tarafından süresi içersinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.11.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı N.. Ç.. vekili Avukat ................... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı F.. P.. vekili Avukat, davacı ............... vekili Avukat, temyiz edilen davalı ................... vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .................. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup davalı Fikret"e, dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiye gönderilmiş ise de, adı geçenin belirtilen "Siyavuşpaşa mahallesi, Çamlık caddesi, Çam sokak, No:22/10 Bahçelievler/İstanbul" adreste tanınmadığından ve mahalle muhtarınca, muhatabın kaydının bulunmadığını bildirdiği şerhiyle tebligat evrakı merciine iade edilmiş, Mahkemece Uyap üzerinden yapılan sorgulamada davalının kayıtlı adreslerinin "Siyavuşpaşa mahallesi, Çamlık caddesi, Çam sokak, No:15/10 Bahçelievler/İstanbul" ve "Avanoğlu mahallesi,Çopraşık caddesi, Manolya apartmanı, No:6 Yerköy/Yozgat" olduğu tespit edilmiş, belirlenen bu adreslere dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiyeler gönderilmiş ise de, adı geçenin "adresten ayrıldığından ve adresi bilinmediğinden" iade edilmiş, zabıtaca adres belirlenememiş, davacı vekilinin talebiyle davalıya tebligat Basın İlan Kurumu aracılığıyla 14.12.2010 ve dosyanın işlemden kaldırılması üzerine yapılan yenileme işlemi nedeniyle 07.06.2011 tarihlerinde ilanen yapılmış, anılan davalının yokluğunda yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş, davalı Fikret temyizinde dava ve yenileme dilekçesinin usûlüne uygun olarak kendisine tebliğ edilmediğini, tebligatların yapıldığı adresten başka bir adreste ikâmet ettiğini, savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş; temyiz dilekçesine eklediği nüfus kaydına göre 10.08.2011 tarihinde yerleşim yerinin "Altınkum mahallesi,Atatürk Bulvarı,Öz Yeşilyurt Sitesi,C Blok No:116 C İç Kapı No:22 Konyaaltı/Antalya" olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi hükmüne göre tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.Tebligat Kanunu"nun 28. maddesinde yazılı ilânen tebligat usûlü, adresi meçhul olanlar için olup, resmi mercilere bildirilen adresteki değişikliğin bu mercilere bildirilmemesi halinde uygulanması mümkün değildir. Adres değişikliğinin bildirilmemesi halinde tebligat, aynı Yasanın 35. maddesi hükmüne göre yapılır.Somut olayda; dava dilekçesi, davalı Fikret"in Nüfus Müdürlüğüne ve Tapu Müdürlüğüne beyan ettiği (aynı zamanda dava dilekçesinde gösterilen) yazılı adreslerine tebliğe çıkarılmış, adı geçen davalının adres bırakmadan ayrılması nedeniyle tebligat yapılamamış, adres araştırması sonucunda da, davalı Fikret"in yeni adresi tespit edilemediğinden, dava dilekçesi ilânen tebliğ edilmiştir. Bu durumda Mahkemece, resmi merciler önünde adres bildirmiş olan davalıya Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasının düşünülmemesi doğru değildir.Öte yandan, bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre,“Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.Somut olayda ise yenileme dilekçesi ve duruşma günü davalı Fikret"e Tebligat Kanunu hükümlerine göre, fakat aynı Kanunun 21. maddesindeki değişiklikler dikkate alınmaksızın ilânen tebliğ yapıldığı, oysa gerçek kişiler yönünden artık mernis adreslerinin tespit edilebilmesi halinde Kanunun diğer maddelerine göre tebliğinin mümkün olmadığı, bu hususun da mahkemece gözetilmediği anlaşılmaktadır.Bu durumda, hem dava dilekçesinin hem de yenileme dilekçesi ile duruşma gününün usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini söyleyebilme olanağı yHâl böyle olunca, davalı Fikret"e usulüne uygun olarak dava (ve yenileme) dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değil.Davalı Fikret vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Fikret vekilinin diğer temyiz itirazları ile davacı vekili ve davalı Necat vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.