16. Hukuk Dairesi 2014/10988 E. , 2015/696 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 37 ve 41 parsel sayılı 3.984,86 ve 14.887,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 2003 yılında mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu 102 ada 37 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., aynı ada 42 parsel sayılı taşınmaz davalılar ... ve müşterekleri adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları çekişme konusu taşınmazların müşterek muris ...’den intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf çekişme konusu taşınmazların müşterek muris ... intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasıyla dava açmıştır. Davalı taraf ise muristen kalan taşınmazların taksim edildiğini, davacıların murisi ..."in kök muristen kendisine kalan ... Mevkiindeki taşınmazını babaları ..."e sattığını iddia etmişlerdir. Mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan tespit bilirkişileri taşınmazların müşterek muris ... intikal ettiğini tespit sırasında da bu şekilde beyanda bulunduklarını ancak tutanakları okumadan imzaladıklarını bildirmişlerdir. Mahkemece, tespit bilirkişilerinin tespit tutanağındaki imzalı beyanlarının aksini söylemelerinin mahkemede kanaat oluşturmadığı ve çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisleri ..."den intikal ettiğinin ispat edilemediği, kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro tespit tutanağındaki yazılı beyanlar tarafları bağlayıcı nitelikte olmayıp aksi her türlü delille kanıtlanabilir. Somut olayda çekişme konusu taşınmazların müşterek muris ... ait olduğu keşifte beyanına başvurulan tespit bilirkişileri ve davacı tanığı beyanı ile ispatlanmış olup bu husus tarafların da kabulünde bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf muris ... terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edildi
ise çekişmeli taşınmazların kime isabet ettiği, davacıların babası ... kendisine isabet eden taşınmazlarını davalıların babası ... satıp satmadığı noktasındadır. Ne var ki mahkemece bu hususta tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri sorulmamış, keşifte yerel bilirkişi dinlenmediği gibi keşfe katılan tespit bilirkişisi ve tanıktan ayrıntılı bilgi de alınmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen en az üç kişilik yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve önceki keşifte dinlenen tespit bilirkişileri ayrı ayrı dinlenilip, dinlenen şahıslardan, taşınmazların müşterek muris ... ölümü sonrasında taksim edilip edilmediği, taksimin kimler arasında hangi tarihte yapıldığı, hangi mirasçıya hangi taşınmazların bırakıldığı, davacılar murisi ..."e hangi taşınmazların isabet ettiği, ... kendisine isabet eden taşınmazını davalılar murisi ... satıp zilyetliğini devredip etmediği, kadastro tespitine kadar kimin ne surette zilyet olduğu hususları tam olarak tespit edilmeli ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır. Taksim ve satın alma olgusuna dayanan tarafın bu hususu ispatlanması gerektiği de göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 06.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.