14. Hukuk Dairesi 2017/5253 E. , 2020/2176 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.08.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 08.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin 305 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğunu, dava konusu taşınmazın geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğunu belirterek 305 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Somut olayda, mahkemece davacıların dava konusu taşınmazın kamulaştırma işlemi ile birlikte kanundan dolayı mülkiyet hakkının sona erdiği, geçit ihtiyacını yeni taşınmaz maliki bakımından değerlendirilmesi gerektiği, yeni taşınmaz maliki olan Karayolları Genel Müdürlüğü veya Hazinenin usul ekonomisi gereği davaya dahil edilmesi gerekmekte ise de yapılan kamulaştırma işleminin devlet yolu olarak yol inşaatı çalışmaları kapsamında kamulaştırılmış olması göz önünde alınarak yeni taşınmaz malikinin davacı olarak davaya dahil edilmesinin bir fayda sağlamayacağı, yol olarak kamulaştırılan taşınmaz lehine zorunlu geçit irtifakı ihtiyacının bulunmadığı belirtilerek davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de dava açıldıktan sonra kesinleşen kamulaştırma kararına göre mahkemece yanılgılı değerlendirme ile taşınmazın tamamının değil bir kısmının kamulaştırılmış olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazın krokisinde yola cephesinin bulunduğu anlaşılmakta ise de taşınmazın yol ile olan kot farkı nedeniyle mutlak geçit ihtiyacı içerisinde olup olmadığının bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden, harita mühendisi veya fen bilirkişisi ve ziraat mühendisi refakati ile bölgede yeniden keşif yapılarak kamulaştırma kararı ve haritası da gözetilmek suretiyle öncelikle davacının mutlak geçit ihtiyacı içinde olup olmadığının tespiti, geçit ihtiyacının belirlenmesi halinde 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanununun “Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bağlantı, şehir geçişleri ve yerleşim” başlıklı 17. maddesi hükümleri de gözetilmek suretiyle bilirkişilerden geçit irtifakı alternatiflerinin gösterilmesinin istenmesi ve mahkemece bu alternatiflerden uygun olan üzerinden geçit irtifakı kurulması gerekirken yanlış gerekçeyle hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 25.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.