17. Hukuk Dairesi 2014/23205 E. , 2017/6366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ile davalılar vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, kaldırımda yürüyen davacıya çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır biçimde yaralanıp kalıcı maluliyete uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL. maddi ve 25.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kazada sürücülerinin kusuru olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davalının sağ şeritte seyri sırasında plakası tespit edilemeyen meçhul aracın, aniden davalının şeridine manevra yapıp kapatması nedeniyle davalının sağa direksiyon kırması biçiminde gerçekleşen olayda davalının kusuru olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu, davacının iddia edilen boyutta sakatlığının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL. maddi ve 12.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline dair verilen hüküm, davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş olup; 4. Hukuk Dairesi"nin 2012/3359 Esas- 2013/2891 Karar sayılı ve 21.02.2013 tarihli ilamıyla, "taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddinin gerektiği; ancak, esas alınan maluliyet raporunun tek hekim tarafından düzenlendiği, tarafların bu rapora itiraz ettikleri, mahkemece, Üniversite Hastanesi ya da ... ilgili ihtisas dairesinden Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü"ne uygun olarak heyet raporu alınması gerekirken tek hekim raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğu; müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, zarara sebep olanların tamamının zarardan sorumlu oldukları, davaya konu kazada davacının kusurunun
bulunmadığı, oluşan zararın tümünden davalıların sorumlu tutulması gerektiği halde, dava dışı aracın belirlenemeyen şoförüne verilen kusur oranında tazminattan indirim yapılmasının hatalı olduğu; davacının iş gücünün sürekli eksilmesi nedenine dayalı uğradığı zararı hesaplayan bilirkişinin, davacının pasif dönem içinde de aktif dönem sonu için belirlenen geliri üzerinden gelir elde etmeye devam edeceği varsayımı ile hesaplama yaptığı, davacının bilinen mesleği demirci ustalığı olup, pasif dönemde asgari ücretin üzerinde bir gelir elde edebileceğine ilişkin bir kanıt sunulmadığı anlaşıldığından, yerleşik uygulamalar uyarınca pasif dönem gelirinin net asgari ücret esas alınarak belirlenmesi gerekirken, yanlış hesaplama içeren rapora göre karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL. maddi ve 12.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, davacı vekilinin daha önce temyizen incelenerek kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmamasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Bozma öncesi yapılan yargılamada, davacının maluliyet oranının belirlenmesi bakımından tek adli tıp uzmanından rapor alınmış olması hatalı görüldüğü için karar bozulmuş; mahkeme tarafından bozma ilamına uyularak ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"ndan alınan maluliyet raporuna göre yargılamaya devam edilerek karar verilmiştir. Bu yönüyle mahkeme tarafından yapılan işlem yerinde ise de; tazminat hesaplamasına esas alınan 09.01.2014 tarihli bu raporda maluliyet oranı tespiti, 28277 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 03.08.2013 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ndeki esaslara göre yapılmıştır. Davaya konu kazanın gerçekleştiği ve davacının cismani zarara uğradığı tarih 04.12.2000 olup; bu tarihte geçerli olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre, davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda mahkemece, kaza ve cismani zararın doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiği göz önünde bulundurularak; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu"ndan, daha önce tek adli tıp uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ile hükme esas alınan ... Üniversitesi tarafında düzenlenen rapor arasındaki çelişkileri gideren, bu iki raporu da irdeleyerek davacının maluliyet oranını Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre belirleyen, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Bozma öncesi yapılan yargılamada alınan hesap bilirkişi raporunda, davacı için tazminat hesabı yapılırken, pasif devre için de aktif devrede elde edilen kazanç üzerinden hesaplama yapılması doğru görülmediği için karar bozulmuştur. Mahkeme tarafından, bozmaya uyularak yapılan yargılamada alınan ve hükme esas kabul edilen tarihsiz bilirkişi raporu incelendiğinde; bilirkişi tarafından aktif pasif dönem ayrımı ile hesaplama yapıldığı bildirilmiş olmasına rağmen, asgari ücret üzerinden hesaplanan pasif devre gelirinin yine aktif dönem hesabındaki kazanç katsayısı olan 2,22 sayısı ile çarpılması suretiyle pasif devre hesabı yapıldığı görülmektedir. Bu itibarla, bozma gereklerine uygun hesaplamayı içermeyen bu raporun hükme esas alınması da hatalıdır.
Bu durumda mahkemece, başka bir aktüerya bilirkişisinden, davacının pasif devredeki gelirinin ... dahil edilmemiş asgari ücret düzeyinde bir gelir olduğu esasına göre hesaplama yapan rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; bozma gereklerine uygun hesaplamaları içermeyen hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi ve bozma gereklerinin yerine getirilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 6,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.