Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/872
Karar No: 2017/6365
Karar Tarihi: 05.06.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/872 Esas 2017/6365 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/872 E.  ,  2017/6365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalının idaresindeki aracın yaptığı tek taraflı kazada, araç içinde yolcu olarak bulunan davacıların oğlu..."un öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ve tek çocuklarını kaybetmiş olmaktan dolayı manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için 10.000,00"er TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 20.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacıların maddi zararlarının davalının sigortacısı tarafından karşılandığını, kazada kendi de yaralanıp ağır bedensel zarara uğrayan davalının ekonomik durumuna göre istenen manevi tazminatların fahiş olduğunu, davacılar murisinin hatır için taşındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ve hatır taşıması nedeniyle indirim yapıldığında, davacıların karşılanmamış maddi zararı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile her bir davacı için 10.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, tazminat hesaplamasına esas alınan desteğin gelirinin, asgari ücret olarak kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacıların hak kazanabilecekleri destekten yoksun kalmaya ilişkin zararlarının hesaplanması bakımından alınan ve mahkemece de hükme esas kabul edilen 24.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacı anne ..."nin bakiye zararının 3.362,39 TL. olduğu, davacı baba...."in ise karşılanmamış destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Hükme esas alınan bu rapor incelendiğinde; davalının kazadaki tam kusuru ve desteğin asgari ücret üzerinden gelir elde edeceği kabulü ile hesaplama yapıldığı, davacılar için destek paylarının kademeli olarak belirlendiği, davacı ... için 30.790,24 TL. ve ... için 26.621,44 TL. tazminat hesaplandığı; davalıya ait aracın trafik sigortacısı olan ... Sigorta A.Ş. tarafından 06.11.2009 tarihinde davacılara ödendiği bildirilen toplam 39.142,83 TL"nin davacılara eşit biçimde ödendiği kabulüyle, her bir davacıya düşen miktarın güncellenmiş değerinin hesaplanan tazminattan düşülmesi suretiyle sonuca ulaşıldığı görülmektedir. Mahkeme tarafından ise; davalı tarafın hatır taşımasına ilişkin savunması uygun bulunarak; bilirkişinin hesaplamaları ve hatır taşıması nedeniyle tazminattan % 30 oranında indirim yapılması halinde, davacıların karşılanmamış maddi zararının kalmayacağı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle, davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    Davalının sorumluluğu, haksız fiil esasına dayanmaktadır. Haksız fiil sonucu oluşan zarar ise, tazminatın sınırını tayin eder; ancak, tazminatın zarara denk olması her zaman mümkün değildir ve hüküm altına alınacak tazminat, zararın altında kalabilir. Bu anlamda zarar ve tazminat farklı kavramlar olup, mahkemece yapılması gereken iş, zararın hesaplanmasından sonra, indirim sebeplerini uygulamak suretiyle tazminatı belirlemekten ibarettir. İfade olunan bu durum, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 50, 51
    ve 52. maddelerinde (818 sayılı BK"nun 42, 43 ve 44. md.) yapılan düzenlemelerle de net biçimde ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenlemelerle de, zararın belirlenmesi ile tazminatın belirlenmesi ve tazminattan yapılacak indirim için sıralama öngörülmüş; zararın belirlenmesinden sonra tazminatın belirlenmesi ve indirilmesi kabul edilmiştir.
    Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile de kabul edildiği üzere; tazminatın saptanabilmesi için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Sorumluluk hukukunda, tazminat denkleştirilirken yapılacak indirimler arasında bir sıra söz konusudur. İndirim nedenleri genellikle, biri gerçek zararın diğeri de tazminatın belirlenmesine ilişkin olmak üzere ikiye ayrılır. Kural olarak, önce gerçek zararı bulmak gerektiğinden, zararla ilgili indirim sebepleri önce, tazminatla ilgili indirim sebepleri ise daha sonra uygulanmaktadır. Buna ilaveten, tazminat alacaklısına ilişkin indirim sebeplerinin önce, tazminat borçlusuna ilişkin indirim sebeplerinin de sonra uygulanması gerekmektedir.
    İfade olunan tüm bu hususlar karşısında; davacılar desteğinin ölümü nedeniyle davacıların uğradığı zararın hesaplanmasından sonra; hesaplanan bu bedel üzerinden, davalıya ait indirim sebebi olan hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirimin uygulanması ve bu surete sonuç tazminatın belirlenmesi gerekeceği açıktır. Oysa mahkeme tarafından, hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirimin, sigorta ödemesinden önce yapılması ve ondan sonra sigortacının ödediği bedelin düşülmesi biçiminde hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece, davacılara dava dışı ... Sigorta tarafından yapılan toplam ödeme miktarının, her bir davacıya ait kısmının ne kadar olduğunun net biçimde saptanmasından sonra; rapor düzenleyen bilirkişiden alınacak ek rapor ile davacıların talep edebilecekleri tazminatların belirlenmesi; daha sonra belirlenen bedel üzerinden hatır indirimi yapılması suretiyle sonuç tazminatın belirlenmesi gerekirken; zarar ve tazminatın belirlenmesindeki sıraya aykırı olarak, eksik incelemeyle ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    3-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacıların murisinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, murisin annesi ve babası olan davacılar için toplam 40.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK"nun 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların oğlu olan murislerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ölene olan yakınlıkları nedeniyle davacıların duyacağı elemin derinliği, davacılar murisinin kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun bulunmayışı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi