Esas No: 2021/29284
Karar No: 2022/1267
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/29284 Esas 2022/1267 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanık için dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından açılan davalarda beraat veya cezalandırma kararları vermiştir. Ancak, dolandırıcılık suçu için zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması ve adli para cezasının paraya çevrilmesinde yanlışlık yapıldığı belirtilmiştir. Sahtecilik suçu için ise suç tarihinde olağanüstü dava zamanaşımı gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Ayrıca, suçlama dışında bir konuda hüküm verilmesi sebebiyle katılan vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu kabul edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, TCK'nin 43, 52/2, 53 ve 66/1-e, 67/4 maddeleri ile CMK'nin 223/8 ve 225 maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
Katılan ... adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekilinin temyiz isteminin sanık ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
A) Sanık ... hakkında Küçükçekmece Dr. ...Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile Özel İstanbul ... Üniversitesi'ne karşı eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde:
Aynı suç işleme kararı kapsamında Küçükçekmece Dr. ...Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde 23/10/2002 ile 18/02/2010 tarihleri arasında, Özel İstanbul ... Üniversitesi'nde 22/09/2008 ile 22/05/2009 tarihleri arasında çalışan ve menfaat temin eden sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanık hakkında Küçükçekmece Dr. ...Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'ne karşı eylemi nedeniyle kurulan hükümde belirlenen 415 tam gün adli para cezasının TCK’nin 52/2. maddesi uyarınca takdiren 20,00 TL den paraya çevrildiği sırada önce 26.700,00 TL yazılıp daha sonra sanığın neticeten 8.300,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığının belirtilmiş olması karşısında, 26.700,00 TL rakamının sehven yazıldığı değerlendirilmiş; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiillerin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafisinin temyizinin inelenmesinde:
Gerekçeli karar başlığında 18.02.2010 olarak yazılan suç tarihinin resmi belgede sahtecilik suçu yönünden son belge onaylama tarihi olan 01.12.2009 olduğu belirlenerek yapılan incelede:
Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 01.12.2009 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
C) Sanık ... hakkında remi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde:
5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı nazara alındığında; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 19.04.2011 tarih ve 2011/6701 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında görevi ihmal suçundan dava açılmasına rağmen, dava açılmayan nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hüküm kurulması suretiye CMK’nin 225. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 26.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.