1. Hukuk Dairesi 2019/5007 E. , 2021/628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT, GAİPLİK, İPTAL-TESCİL
Taraflar arasında görülen asıl davada kamuştırmasız el atma isteğine dayalı tazminat- birleştirilen davada kamulaştırmasız elatma isteğine ilişkin tazminat ve gaiplik-tescil davası sonunda, yerel Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen kararın asıl davanın davacısı aynı zamanda birleştirilen davanın davalısı Kayyım ile asıl ve birleşen davanın davalısı İstanbul Büyükşehir Belediye vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından başvuruların esastan reddine karar verilmiş, hüküm, asıl davanın davacısı aynı zamanda birleştirilen davanın davalısı Kayyım ile, asıl ve asıl ve birleştirilen davanın davalısı İstanbul Büyükşehir Belediye vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Taraflar arasında görülen asıl dava, kamuştırmasız el atma isteğine dayalı tazminat- birleştirilen dava, kamulaştırmasız elatma isteğine ilişkin tazminat ve Vakıflar kanunu 17. maddesi uyarınca gaiplik, iptal-tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı, 353 ada 12 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin kim ve nerede olduğunun bilinememesi nedeniyle İstanbul 1.Sulh Hakimliğinin 02/05/1990 tarih ve 1990/160-157 sayılı kararı ile 3561 sayılı yasa gereği İstanbul Defterdarlığının Kayyım tayin edildiğini, davalı idarenin dava konusu taşınmaza hiçbir hukuki sebebe dayanmaksızın el attığını ve taşınmazın satışa esas değerinin Kayyım Komisyonunca 117.000 -YTL olarak tespit edildiğini ileri sürerek, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle 117.000-YTL tazminatın davalı ..."den yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı, 353 ada 12 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan ... Hakkı kız...,... oğlu ..., ... oğlu ..., ....kızı ... ile ...oğlu ..."un kim ve nerede olduğunun bilinmemesi nedeniyle İstanbul 1.Sulh Hakimliğinin 02/05/1990 tarih ve 1990/160-157 sayılı kararı ile 3561 sayılı yasa gereği İstanbul Defterdarlığının Kayyım tayin edildiğini, taşınmazın aslının vakıf olduğunu, varissiz ölüm yada gaiplik halinde taşınmazın vakfa intikali gerektiğini belirtip tapu maliklerinin gaipliklerine, taşınmazın tapusunun iptali ile ...İbni Selam Vakfı adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ... Belediyesi, istenen bedelin fahiş olduğunu, tazminata karar verilmesi halinde el atılan yerin davalı idare lehine tapuda terkinine karar verilmesi gerektiğini, taşınmaz için daha önce kamulaştırma bedeli ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmaz maliklerinin gaip olduğu ve aslının vakıf olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen kararın asıl davanın davacısı aynı zamanda birleştirilen davanın davalısı Kayyım ile asıl ve birleştirilen davanın davalısı İstanbul Büyükşehir Belediye vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 353 ada 12 parsel sayılı 39 m2 miktarlı kargir dükkan nitelikli taşınmazın kadastro tespiti ile dayanak 15.. 1323 tarih 157 sayılı tapu senedi ile yine 04.03.1934 tarih 233-2170 sayılı veraset senedine göre Hoca ... mirasçıları oğlu ...dan olma torunu Hatice Melek(62/360 pay), torunu ...den olma Mahmut Hakkı(24/360 pay), torunu ... eşi Ayşe Behice (31/360 pay) ile kızı ...(93/360 pay) olarak; dayanak 29 nisan 1336 tarih 3147 sayılı tapu senedine göre ... oğlu Yuvan (75/360 pay), ...oğlu Yorgi (75/360 pay) adlarına tespit gördüğü, adına tespit gören 31/360 pay sahibi ...ile 93/360 pay sahibi ...un paylarının tamamını 07.11.1934 tarihinde ... ve ...ye sattığı, dava konusu taşınmazda ......mirasçılarının intikal talepnamesinde tespit maliki... oğlu ...nin İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 954/597 Esas ve 954/651 Karar sayılı `veraset ilamı ile eşi Victorya, çocukları ...ile ..."un kaldığı, Vasil"in mirası reddettiği, veraset ilamının ekli olduğu ve dosya içerisinde bulunan belgelerden Yorgi"nin nüfus kaydının bulunduğu ve TC. Kimlik numarasına sahip olduğu, mahkemece kayıt maliklerinin kim olduğuna dair kolluk birimine müzekkere yazılmış ise de müzekkere cevabının dosya içerisinde bulunmadığı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinde nev"i olarak "Sırf mülk Ahmet İbni Selam vakıflarına icareli" şerhinin bulunduğu, adı geçen vakfın taviz bedeline tabi olduğu bildirilmiş ise de sahih vakıf olduğunun açıkça bildirilmediği, İstanbul 1. Sulh Hukuk Hakimliği"nin 1990/160-157 sayılı kararı ile çekişme konusu taşınmaz maliklerine kayyım tayin edildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki; birleştirilen davada davacı Vakfın talebinin öncelikle çözülmesi, talebinin kabulü halinde asıl davanın dinlenemeyeceği, reddi halinde ise asıl davanın değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmü uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinde kuşku yoktur.
O halde, bir taşınmazın vakfı adına tescil edilebilmesi mutasarrıfının mirasçı bırakmadan öldüğünün ya da kaçak yitik olduğunun belirlenmesine bağlıdır.
Oysa; eldeki davada, dava konusu taşınmazın kadastro tespitine esas dayanak tapu kayıtlarının getirtilmediği, mirasçı bırakmadan öldüğü ileri sürülen kişiler hakkında nüfus araştırması, kolluk araştırması yapılmadığı gibi tespit maliki Yorgi ve mirasçılarının TC. Kimlik bilgilerinin bulunması da nazara alınarak araştırma yapılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece hüküm kurmaya esas teşkil edecek biçimde yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitine esas dayanak tapu kayıtları ile tedavüllerinin getirtilmesi, kayıt malikleri ve mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt malikinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının kolluk birimleri marifetiyle ve Nüfus Müdürlüğü’nden araştırılması, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Asıl davanın davacısı aynı zamanda birleştirilen davanın davalısı Kayyım ile asıl ve birleşen davanın davalısı İstanbul Büyükşehir Belediye vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 HMK"nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.