3. Hukuk Dairesi 2014/19877 E. , 2014/16737 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dilekçesinde; müvekkili olduğu ..."nün davalı ..."ye Ağustos 2011 itibariyle su aboneliği nedeniyle toplam borcunun 127.014,91 TL"ye çıktığını, .... Belediyesi"nin Üniversitenin Makine Fabrikası Yerleşkesinde hiçbir temiz su ve kanalizasyon hizmeti sunmadığı halde, atık su bedeli adı altında ücret talep etmesinin hiçbir hukuki ve yasal dayanağının bulunmadığını, 119989 Nolu Su Abonelik Sözleşmesinin iptaline ve 119989 Nolu Su Abone Sözleşmesinden dolayı müvekkili olduğu Harran Üniversitesi Rektörlüğünün .... Belediye Başkanlığına borçlu olmadıklarının tespitine ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, refakate alınan makine ve inşaat mühendisleri ile birlikte yapılan keşif sonucu düzenlenen ilk bilirkişi raporunda; davacı ..."nin davalı ... Belediyesi"ne atık su bertaraf bedeli ödemesinde bir sakınca olmadığı kanaati getirildiğini, ayrıca .... Belediyesi"nin yerleşkeye herhangi bir temiz su bağlantısının bulunmamasından ötürü Belediye Meclis kararının 6. maddesi gereği; kuyu suları; kuyu suyu kullanan tüm abone tiplerinde tarifenin %50"si oranında su tüketim bedeli alınması (kanal hizmeti verilip verilmediğine bakılmaksızın) denildiğinden, her ne kadar abone kuyu suyu kullanıyor olsa bile tahakkuk eden bedelin %50"sini ödemek zorunda olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi açısından, dosyanın kül halinde, ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilerek taraf iddiaları, talepleri ve bilirkişi raporuna karşı davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi ve varsa alacak miktarı açısından üniversite öğretim görevlilerinden oluşturulan,Hukukçu Makine ve
İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetine tevdii edilmesi ve istenilen hususlarda rapor tanzimi istenilmesi üzerine; alınan, 25/06/2013 tarihli raporda; "Dava konusu ihtilafın, abone statüsündeki davacının atık su toplama, arıtma ve bertaraf ücreti ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplandığının anlaşıldığı, tarafların ittifakla dayandığı ve atıksu bedeli ödemekle yükümlü olmanın şartlarının belirlendiği Çevre Kanunu"nun 11. Maddesine göre; atık su alt yapı sistemlerini kullanan ve/veya kullanacakların, bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın; arıtma, onarım, ıslah ve temizleme harcamalarının tamamına kirlilik yükü ve atık su miktarı oranında katılmak zorunda olduklarını, bu hizmetlerden yararlananlardan, Belediye Meclisince ve bu maddede sorumluluk verilen diğer idarelerce belirlenecek tarifeye göre atık su toplama, arıtma ve bertaraf alınacağının düzenlendiği, atık su toplama, arıtma ve bertaraf ücreti alınabilmesi için öncelikle abonenin atık su alt yapı sistemlerini kullanıyor ve/veya kullanacak olmasının gerektiği, tüm dosya içeriğinden, davacı üniversitenin atık sularını Belediyeye ait kanalizasyon şebekesine değil; makine fabrikasında bulunan fosseptik çukuruna boşalttığı, dolayısıyla atık su alt yapı sistemlerini kullanmadığı, bu sebeple arıtma, onarım, ıslah ve temizleme hizmetlerinden de yararlanmış sayılmayacağı düşüncesiyle atıksu bedeli ödemekle yükümlü olmayacağı kanaatinin oluştuğunu, açıklanan hususların davacının abonelik sözleşmesinin iptalini gerektirici nitelikte olmadığını, ancak kanuna aykırılık sebebiyle abonelik sözleşmesine dayanılarak atıksu bedeli alınamayacağının anlaşılmış olduğu, davaya konu menfi tespit talebi ile ilgili olarak davacıya tahakkuk eden borcun %50"sinin Kanal Kullanım Bedeli adı ile atık su bedeli olarak tahakkuk ettiği, dolayısıyla davacının tahakkuk eden, 127.014,92 TL"nin yarısına isabet eden kısım kadar borçlu olmayacağı kanaatinin oluştuğu, buna göre davacının, davalı belediyeye; 127.014,92/2=63.507,46 TL miktarında borçlu olmadığı kanaatinin oluştuğunu, incelemeler sonucunda abonelik sözleşmesinin iptalini gerektirici sebep bulunmadığı, ancak kanuna aykırılık sebebiyle abonelik sözleşmesine dayanılarak atıksu bedeli alınamayacağı, buna göre davacının tahakkuk eden 127.014,91 TL"nin yarısına isabet eden 63.507,46 TL miktarında borçlu olmadığı kanaatinin oluştuğunun" bildirildiği görülmüştür.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacının 119989 nolu su aboneliğinin iptaline yönelik talebinin reddine, davacının 119989 nolu su abone sözleşmesinden kaynaklı davalı belediyeye 63.507,46 TL borçlu olmadığının tespitine; fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Tarafların ilk rapora itirazları üzerine alınan bilirkişi raporunda; “...davacı üniversitenin atık sularını Belediyeye ait kanalizasyon şebekesine değil; makine fabrikasında bulunan fosseptik çukuruna boşalttığı, dolayısıyla atık su alt yapı sistemlerini kullanmadığı, bu sebeple arıtma onarım, ıslah ve temizleme hizmetlerinden de yararlanmış sayılmayacağı düşüncesiyle atıksu bedeli ödemekle yükümlü olmayacağı kanaatinin oluştuğunu, açıklanan hususların davacının abonelik sözleşmesinin iptalini gerektirici nitelikte olmadığını, ancak
kanuna aykırılık sebebiyle abonelik sözleşmesine dayanılarak atıksu bedeli alınamayacağının anlaşılmış olduğu,...” belirtilmesine rağmen; raporun sonuç kısmında herhangi bir dayanak gösterilmeksizin davacıya tahakkuk eden borcun %50 sinin kanal kullanım bedeli adı ile atık su bedeli olarak tahakkuk ettiği; dolayısıyla davacının tahakkuk eden 127.014,92 TL"nin yarısına isabet eden kısım kadar (63.507,46) borçlu olmadığı sonucuna varılmış, ve kendi içinde çelişkiler içeren sözkonusu rapora dayalı olarak hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
Dosya içeriğinde mevcut bilirkişi raporlarında olay tarihinde yürürlükte bulunan .... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliği gözönünde tutulmamış; sözkonusu yönetmeliğin atık su aboneliğine ilişkin 26 ve 37 . maddelere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır .
Bu nedenle, davacının menfi tespit talebinde bulunduğu borç tahakkuklarının gerçekleştiği dönemde yürürlükte olan .... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliğinin dosyaya celbiyle; dosyanın alanında uzman üçlü bilirkişi kuruluna tevdiiyle davacının sorumlu olacağı bedelin tayin ve tespiti gerekirken; eksik incelemeye dayalı ve kendi içinde çelişkiler içeren bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirir .
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.