Esas No: 2019/4960
Karar No: 2022/1373
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/4960 Esas 2022/1373 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, sahte fatura düzenleme suçuyla ilgili sanık hakkında beraat ve mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak verilmiştir. TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin sanık hakkında uygulanmadığı ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Sanığın suçlu olduğunun tespit edildiği ancak cezanın kanuni sınırlarında olduğu vurgulanmış ve temyiz nedenleri reddedilmiştir.
İkinci bölümde ise, 2009 takvim yılında sahte belge düzenleme suçuyla ilgili sanıklar hakkında beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizi incelenmiş ve suçun zamanaşımına uğradığı belirtilerek hüküm BOZULMUŞTUR. Sanıklar hakkındaki kamu davalarının olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle düştüğü kararına varılmıştır.
Üçüncü bölümde ise, yine sahte belge düzenleme suçuyla ilgili sanığın beraat hükümleri incelenmiştir. Sanığın savunması doğrultusunda eksik araştırma yapıldığı ve beraat hükmü verildiği, bu nedenle hüküm BOZULMUŞTUR.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nin 43/1, 53, 67/2-d maddeleri
- Anayasa Mahkemesi'in 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nin 321
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
A)Sanık ... hakkında ''2010 takvim yılında sahte belge düzenleme'' suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
Aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlediği kabul edilen sanık hakkında TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, eleştiri dışında cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B)Sanıklar hakkında ''2009 takvim yılında sahte belge düzenleme'' suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen suçun, Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
C)Sanık ... hakkında ''2010 takvim yılında sahte belge düzenleme'' suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;Sanık ... hakkında ''2010 takvim yılında sahte belge düzenleme'' suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, TCK'nin 67/2-d maddesi gereğince iştirak halinde birlikte suç işledikleri iddia olunan ve hakkında beraat hükmü kurulan sanık ... hakkındaki dava zamanaşımını süresini kestiği ve bu nedenle sanığın sorgusunun yapıldığı tarihten itibaren olağan dava zamanaşımı süresinin dolmadığı belirlenerek inceleme yapılmıştır.
Sanığın savunmasında, suça konu faturaları düzenleyen şirkette sigortalı yapacakları vaadiyle kendisinin notere götürülüp imza attırıldığını ve 2 ay kadar bu şirkette çalıştığını beyan etmesine karşın bir isim belirtmemesi, diğer sanık ...'ın da sanık ...'ı tanıdığını ve yetkili olduğunu beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1)İlgili takvim yılına ilişkin temin edilecek faturaların, sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde yazı ve imza örnekleri alınarak faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
2)Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın da bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 27.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.