1. Hukuk Dairesi 2019/4832 E. , 2021/627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan annesi ...ın mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 79, 167, 394 parsel sayılı taşınmazlarını davalı ..."a, ..."ın mirasbırakanın dava dışı ölü oğlu ..."a, ..."ın da davalı çocukları ... ile ..."e satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek taşınmazların tapusunun iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Davalılar ... ve ... vekili duruşmada davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda mirasbırakan ...’ın pay sahibi olmadığı, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1908 doğumlu mirasbırakan ..."ın 08.05.1997 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızı ... kendinden sonra ölen oğlu ..."ten olma davalı torunları ...ve ...ile dava dışı kızları ..ile ..."nin kaldığı, çekişme konusu 79, 167, 394 parsel sayılı taşınmazlarda kök mirasbırakan .. Üstündağ"ın 1/2"şer payı varken, 1988 yılında ölümü Bismil Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1988/77-80 sayılı veraset ilamına göre 4/16 payın mirasbırakan ..."a, 3/16"şar payın ise diğer mirasçıları ...,..., ... ve ...ye 03.11.1988 tarihinde intikal ettiği, aynı akitte, mirasbırakan ... ile dava dışı mirasçılar ...ve ..."nin davalı vekilleri ... aracılığıyla kök mirasbırakandan kendilerine intikal eden paylarının tamamını 1.000.000 Lira bedelle davalıların mirasbırakanı ..."a sattığı, kendi payı ile beraber ..."ın 13/32 payının olduğu, dava konusu 79 parsel sayılı taşınmazın diğer 1/2 payı dava dışı ..."a ait iken 16.11.1998 tarihinde payının tamamını davacı ile davalıların mirasbırakanı ..."a sattığı, davacının ise 23.03.2001 tarihinde payının tamamını ..."a sattığı, ..."ın 2005 yılında ölümü ile taşınmazın davalı mirasçılarına 1/2"şer payla intikal ettiği, dava konusu 167 parsel sayılı taşınmazda, davacının 3/32 payının tamamını 23.03.2001 tarihinde davalıların mirasbırakanı ..."a sattığı, ..."ın 2005 yılında ölümü ile taşınmazın davalı mirasçılarına 1/4"er payla intikal ettiği, dava konusu 394 parsel sayılı taşınmazın diğer 1/2 payı dava dışı ..."a ait iken 16.11.1998 tarihinde payının tamamını davacı ile davalıların mirasbırakanı ..."a sattığı, davacının ise 23.03.2001 tarihinde payının tamamını ..."a sattığı, ..."ın 2005 yılında ölümü ile taşınmazın davalı mirasçılarına 1/2"şer payla intikal ettiği, davacının 09.11.2007 tarihli celseye katıldığı, mahkemece davacıya delillerini bildirmek üzere gelecek celseye kadar süre verildiği, tanık delilini bildirmek üzere ayrırıca ve açıkça ihtarda bulunulmadığı, davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı dosya kapsamı ile sabittir.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nun 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK"nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
Somut olaya gelince, mahkemece her ne kadar dava konusu taşınmazda mirasbırakanın payının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; getirtilen akit tablosundan dava konusu taşınmazlarda kök mirasbırakan Ali Üstündağ"dan mirasbırakan ..."a 4/16"şar pay kaldığı, intikal işlemleri ile satış işleminin aynı akitte yapıldığı, davacının temyiz dilekçesine ekli olarak sunduğu Bismil Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2019/915 Esas ve 2018/790 Karar sayılı dosyasında diğer mirasçıların dava konusu taşınmazlar ile başkaca taşınmazlar için muris muvazaasına dayalı olarak açtıkları tapu iptal ve tescil-tazminat davası sonucunda davanın kabulüne dair verilen kararın istinafı üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2018/1466 Esas ve 2019/696 Karar sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, öncelikle taraflara tanık dahil tüm delillerini bildirmek üzere süre verilmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller ile diğer mirasçılar tarafından açılan ve kabulle sonuçlanan dava dosyası da göz önünde bulundurularak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı yanın yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.