11. Hukuk Dairesi 2014/15732 E. , 2015/2287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/07/2014 tarih ve 2011/52-2014/182 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2001 ve 2009 tarihlerinden itibaren koruma altında olan "...." ibareli tescilli markalarının bulunduğunu, davalı yabancı şirketin aynı ibareyi taşıyan marka başvurularının sonuçsuz kaldığını, buna rağmen söz konusu ibareyi hukuka aykırı olarak kullanmaya devam ettiğini, diğer davalı şirketin de söz konusu ürünlerin Türkiye"de pazarlamasını yaptığını, davalıların bu eylemlerinin müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarının ihlali niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüz oluşturan ürünlerin toplatılmasına, imhasına ve hükmün ilanınna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı .... vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin ithalatçı firma olduğunu ve diğer davalı şirketin ürünlerini ithal ettiğini, müvekkiline herhangi bir kusur isnat edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin söz konusu markayı 1978 yılından beri kullandığını, marka üzerindeki öncelik hakkının müvekkiline ait bulunduğunu, dolayısıyla davacının markalarına tecavüzünden ya da haksız rekabetten bahsedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada ise aynı nedenlere ve karşı davalının kötüniyetli marka tesciline dayalı olarak davacı karşı davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, .... nolu markanın 9,35,38 ve 42 sınıflarda 19.07.2001 tarihinden, .... nolu markanın ise 3,9,18 ve 37 sınıflarda 24.03.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı adına tescil edildiği, davalı yabancı şirketin ise Türkiye"de tescilli markasının bulunmadığı, bununla birlikte söz konusu markanın karşı davacı tarafından Türkiye"de 1998 yılından itibaren kullanılmaya başlandığı, tescilsiz kullanım kapsamındaki ürünler ile .... nolu davacı markasının kapsamında bulunan ürünlerin farklı oldukları, yine davalı karşı davacının sonraki tarihlerde markasını kullandığı ürünlerin de anılan marka kapsamında kalmadığı, öte yandan bu markanın kötüniyetli tescil edildiğine ilişkin bir kanıtın da bulunmadığı, dolayısıyla bu markaya tecavüzden söz edilemeyeceği gibi karşı davada bu markaya yönelik hükümsüzlük isteminin de yerinde olmadığı, .... nolu markanın kapsadığı ürünler ile davalı tarafın markayı üzerinde kullandıkları ürünlerin ise örtüştüğü ancak ibare üzerindeki öncelik hakkı karşı davacıya ait olduğundan ve bu nedenle söz konusu markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiğinden asıl davadaki tecavüz iddiasının dayanaksız kaldığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile davacı karşı davalı adına tescilli.... nolu markanın hükümsüzlüğüne, ... nolu marka yönünden karşı davanın reddine reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı-karşı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.