12. Ceza Dairesi 2016/10715 E. , 2017/407 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK"nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 179/2, 62, 1412 sayılı CMUK"un 326/son, TCK"nın 50/3, 50/1-a, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.11.2010 tarihli ve 2010/7-191-227 saylı kararında vurgulandığı üzere; hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkeme tarafından sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 326 ve 5271 sayılı CMK"nın 307/2. maddeleri uyarınca zorunludur. Savunma hakkının sınırlandırılamayacağı ilkesine dayanan bu zorunluluk uyarınca, sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınmalıdır.
İncelenen dosyada, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan 16.10.2014 tarihli mahkumiyet hükmünün, sanığın temyiz istemi üzerine, Dairemizin 09.03.2016 tarihli ve ... esas, ... karar sayılı bozma ilamı ile “… 1- Temel ceza belirlenirken, TCK"nın 61/1. madde ve fıkrasında yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun"un 3/1. madde ve fıkrası uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracak şekilde 233 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanık hakkında, almış olduğu alkol miktarına nazaran, suçun işleniş biçimi, meydana gelen tehlikenin ağırlığı ve sanığın kastının yoğunluğu dikkate alınarak, alt sınır aşılıp hak ve nasafete uygun bir ceza hükmedilmesi yerine, asgari hadden ceza tayini, 2- TCK"nın 50/3. madde ve fıkrası gereğince, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların kısa süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, kayden 16.11.1952 doğumlu ve suçun işlendiği 05.06.2014 tarihinde 61 yaşında olan sanığın hapis cezası mahkumiyetini içeren adli sicil kaydının bulunmaması karşısında, sanık hakkında hükmedilen 25 gün hapis cezasının, TCK"nın 50. maddesinin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması...” nedenlerine dayalı olarak, ceza miktarı yönünden de sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak bozulduğu ve bozmaya uyulmasına karar verildiği halde, bozmanın sanık aleyhine de olması karşısında, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 326/2. maddesine göre sanığın bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti gerekirken, sanığa duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmesi ile yetinilerek karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
Sanık hakkında TCK"nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 179/2, 62. maddeleri gereğince hükmolunan 2 ay 15 gün hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinden sonra 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesinin gözetilmesi gerekirken, yazılı şekilde hapis cezasının kazanılmış haktan bahisle 25 güne indirildikten sonra adli para cezasına çevrilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.