11. Hukuk Dairesi 2014/16558 E. , 2015/2285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/06/2014 tarih ve 2013/730-2014/400 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı ve dava dışı .... arasında 05.09.2012 tarihli protokolün imzalandığını, bu protokolle, çıkarılır ve işlenebilir maden rezervleri hakkında tarafların, rezerv tespiti ve tespit sonrası yapılacak işlemlerle ilgili işbirliğinin nasıl yapılacağının kararlaştırıldığını, protokolde öngörülen tespitlerin müvekkili şirketçe yapılacağını, rezerv durumunun işletme için verimli olduğunun tespiti halinde taraflar arasında sermaye şirketi kurulmasının ve davalının bu şirkete sermaye payı olarak maden arama ve çıkarma ruhsatını koyacağının protokolde öngörüldüğünü, protokolde öngörülen şirketin .... unvanı ile kurulduğunu, ortaklarının müvekkili şirketin de ortağı olan ... ile birlikte davalı ve dava dışı .... olduğunu ancak davalının taahhüt ettiği ruhsatları ayni sermaye olarak şirkete devretmediğini ileri sürerek, davalı adına düzenlenen arama ve işletme ruhsatlarının adı geçen .... "ye ait olduğunun tespitine ve bu şirket adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin taraflar arasındaki protokolle üstlendiği yükümlülükleri ifa etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, HMK"nın 114. maddesinde taraf ehliyetinin ve hukuki yararın dava şartı olarak düzenlendiği, somut olayda iki ortaklı davacı şirketin, ortaklarından birinin hissedarı olduğu dava dışı ... lehine hak talebinde bulunduğu, davacının bu talebinde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı adına olan maden arama ve işletme ruhsatlarının dava dışı şirkete ait olduğunun tespiti ve bu şirket adına tescili istemine ilişkindir. Davacı taraf, müvekkili ile davalı ve dava dışı şirket arasında yapılan protokolde, belirli şartların gerçekleşmesi halinde taraflar arasında bir sermaye şirketinin kurulacağının, davalının bu şirkete sermaye olarak adına tescilli maden arama ve işletme ruhsatını koyacağının düzenlendiğini, protokol uyarınca bir anonim şirketin kurulduğunu ancak davalının taahhüt ettiği ayni sermayeyi koymadığını ileri sürerek davalı adına düzenlenen arama ve işletme ruhsatlarının dava dışı şirkete ait olduğunun tespitini ve şirket adına tescilini dava etmiştir.
Sıfat (husumet) kavramı, gerek doktrinde gerekse uygulamada dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkiyi ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır. Davanın taraflarına göre de, aktif husumet (davacı sıfatı) ve pasif husumet (davalı sıfatı) şeklinde ayrıma tabi tutulmaktadır. Sıfat yokluğu savunması temyiz dahil yargılamanın her aşamasında davanın taraflarınca ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de, re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, davaya konu uyuşmazlığın esasını oluşturan protokolde, davalıya ait arama ve işletme ruhsatının kurulacak sermaye şirketine ayni sermaye olarak konulacağı öngörülmüş olup söz konusu ruhsatın kendisine ait olduğunu ve adına tescilini talep hakkı protokol uyarınca kurulan şirkete ait bulunmaktadır. Davacı bu davayı ortağı olduğu ve anılan ruhsatı talep hakkı olan şirket adına veya şirketi temsilen açmayıp, doğrudan kendi adına açmıştır. O halde, davacının dava dışı ortağı olduğu şirketin hukukunu etkileyecek böyle bir davayı kendi adına açması mümkün bulunmadığından, aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de sonucu itibari ile doğru olan hükmün yukarıdaki gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibari ile doğru olan hükmün değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.