11. Hukuk Dairesi 2014/4394 E. , 2015/2234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/12/2013tarih ve 2011/703-2013/468 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17/02/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ....’ın 01/06/1998 tarihinde müvekkili şirketin işyerine çalışmaya başladığını, en son üretim sorumlusu olarak çalışırken kendi isteğiyle 31/03/2011 tarihinde işten ayrıldığını, diğer davalı ...’nın da 01/01/2002 tarihide müvekkili şirketin işyerinde çalışmaya başlayıp, en son pazarlama kısmında çalıştığını ve 30/04/2011 tarihinde kendi isteğiyle işten ayrıldığını, davalıların 12/05/2011 tarihinde .... unvanlı şirketi kurduklarını, davalıların müvekkilinin tüm müşterilerine mesaj çekerek ve arayarak aynı konuda iştigal eden bir şirket kurduklarını ve daha ucuza mal satacaklarını bildirdiklerini, müvekkilinin yurt dışında üretimini yaptırarak ithal ettiği ürünlerin aynısını ithal ederek satışını yaptıklarını, davalı şirketin müvekkili şirketin müşterilerinden standının yanına stand kurup mal satışı yaptığını ve şimdilik tespit edilebilen müşteri sayısının 18 olduğunu, davalı eski çalışanlarının haksız rekabet kapsamındaki faaliyetleri sonucunda müvekkili şirketin satışlarında ve kârında çok ciddi kayıplar yaşandığını ileri sürerek davalıların haksız rekabetlerinin tespitine, menine, fazlaya ilişkin talep ve haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 70.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, haksız rekabet iddiasının sadece tüzel kişiliğe karşı ileri sürülebilecek bir iddia olduğunu, bu nedenle ... ve ... hakkında açılan davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, müvekkilerinin davacı şirkete çalıştıkları dönemde hizmet akdine aykırı olan hiçbir faaliyetleri olmadığı gibi yasaların gerektirdiği sadakat borcuna uyarak mesailerini tamamladıklarını, müvekkillerinin imalat yapmadığını, ithalat yolu ile satın aldığı cam mozaiklerin iç piyasada perakende ve toptan satışını yaptıklarını, bu ürünlerin pazarlanması hiçbir ticari sırra vakıf olmayı da gerektirmediğini, iş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak
böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olabileceğini, cam mozaik standlarını talep eden seramik, inşaat yapı firmalarının kimler olduğunu, adreslerinin ticari sır olmadığını, sektöre ilk defa giren ve hiçbir tecrübesi olmayan kişiler dahi internet ortamından ve yapı sektöründeki yayın ve dergileri takip ederek müşterilerin tamamına ulaşabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacı şirketin ticari sır niteliğindeki bilgilerin davalılar tarafından kullanıldığının kanıtlanamadığı, müşteri portföyünün kullanıldığı iddiasının da yerinde görülmediği, zira, kimin kiminle çalıştığının kimden mal ve hizmet aldığının herkes tarafından bilindiği bir sektörde müşteri listesinin ticari sır olarak kabulü düşünülemeyeceği, kaldı ki davalıların davacı şirkette çalıştıkları dönemde pazarlama bölümünde görev yaptıkları, bu görevleri sırasında müşterileri ile kurdukları ilişkiler sayesinde davacı bünyesinden ayrıldıktan sonra müşterileriyle diyaloglarını sürdürmelerinin hayatın olağan akışına da uygun olduğu, müşteriler gerek davacıya, gerekse davalıya kendi işyerlerinde stand açma imkanı sundukları, bu şekilde davacının çalıştığı müşteriler aleniyet kazandığına göre davacının çalıştığı müşterilerin bir sır niteliği taşımasının da düşünülemeyeceği, davalıların eylem ve işlemlerinin haksız rekabet teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.