Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3455
Karar No: 2013/3910
Karar Tarihi: 07.06.2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/3455 Esas 2013/3910 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/3455 E.  ,  2013/3910 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının, müvekkili kooperatife 05.06.2007 tarihinde, daha önce üyelikten ayrılan eşinin üye olduğu daire için üye olarak kabul edildiğini, yasaya ve anasözleşmeye göre kooperatife üye olan bir kişinin önceki üyenin borçlarından da sorumlu olduğunu, buna göre davalının, ....870,00 TL aidat faizi ve elektrik aboneliği bedeli için 476,00 TL borcu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak toplam ....346,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini ....870,50 TL"ye çıkarmıştır.
    Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatife borcu bulunmadığını, ödemelerini zamanında yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 2004 yılından 31.....2008 tarihine kadar toplam 75.370,00 TL ödeme yapması gereken davalının, fazladan ....460,00 TL ödeme yaparak toplam 87.830,00 TL ödeme yaptığı, buna karşılık ....330,50 TL gecikme faizi borcu bulunduğu, fazladan yaptığı ödemelerin gecikme faizi borcundan mahsup edilmesi sonucunda, davacı kooperatife geriye ....870,50 TL borcu kaldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile ....870,50 TL"nin davalıdan tahsiline, 476,00 TL tutarındaki elektrik aboneliği borcu yargılama esnasında ödendiğinden davanın bu kısmına yönelik olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı temyiz etmiştir.
    ...) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    ...-Dava, parasal yükümlülüklerin geç yerine getirilmesinden doğan temerrüt faizi alacağının tahsili istemine ilişkindir.
    Davalı kooperatif anasözleşmesinin .../.... maddesinde "Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer ve kooperatifçe, bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca bir ödemede bulunmaları istenemez." hükmüne yer verilmiştir.
    Davalının kooperatife yeni üye olarak mı? kabul edildiği, yoksa üyeliği eşi ..."tan devir mi? aldığı konularında yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Dosya kapsamından, davalının eşi ..."ın 05.02.2007 tarihinde ihraç edildiğine dair yönetim kurulu ihraç kararı ile davalının yeni ortak olarak kabulüne ilişkin 05.06.2007 tarihli kooperatif ortaklık senedi bulunmaktadır.
    İhraç kararı alınmadan önce ortağın üyeliği devam ederken, devir sözleşmesi yapılmış ise böyle bir devir, davalı kooperatif bakımından da geçerlidir ve tanınması gerekir. Zira, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun .../son madde hükmünde ihraç kararı kesinleşmeyen ortak yerine yeni ortak alınamayacağına ilişkin hüküm, ihraçtan önce yapılan devrin geçersiz olmasını gerektirecek bir düzenleme değildir. Üyenin ihracı kesinleştikten sonra devir sözleşmesi yapılmış ise sona eren üyeliğin devrinin de mümkün olamayacağı gözetilmelidir. Ortaklığın devir biçimi yasada gösterilmemiştir. Ancak pay devri alacağın temliki yolu ile yapılmaktadır ki, bu devrin B.K"nın 163. maddesi maddesi uyarınca yazılı olması gerekmektedir. Eğer ortak pay yönünden borçlu ise, borcun nakli hükümleri uygulanır (BK 173 vd). Ancak, pay devri için resmi şekle bile gerek bulunmamaktadır. Her ne kadar yapı kooperatifinde, ortakları mal sahibi yapmak amacı olsa bile, pay devri, bir satış vaadi de değildir. Bu nedenle, adi yazılı devir dahi geçerlidir. Devredenin borçları, devre ve devrin kabulüne engel değildir, devredenin borçları devir alana geçer ve ödemediği takdirde devralanın ihraç edilme olacağı da her zaman vardır.
    Ortaklıktan ihraç edilen ortak hakkındaki ihraç kararı kesinleşinceye kadar, ortaklıktan kaynaklanan hak ve borçları devam edeceğinden, ortaklık haklarını başkasına devredebilecekleri, devir alanın da bu kişiler hakkındaki ihraç kararlarının iptalini sağlamak suretiyle ortak olduğunun tespiti davası açabileceği tabiidir. Ancak davanın, ihraç kararının kesinleşmesinden önce açılması gerekir. Öncelikle, ihraç kararlarının geçerli şekilde tebliğ edilip edilmediği incelenmelidir.
    Daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun .../.... ve anasözleşmenin .../.... maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. .../.... madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının açık bir kabulü ile gerçekleşebileceği gibi bu hususta açıkça alınmış bir karar olmasa da, kooperatifin kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsisi ve teslim etmesi ve tadilata izin vermesi şeklinde zımnen de gerçekleşebilir.
    Bu durumda mahkemece, davacı tarafça, dava dilekçesinde, davalının eşi ...."ın kooperatiften ihraç edildiğinin belirtilmiş olduğu da göz önünde bulundurularak, davalı kooperatifin anasözleşmenin 76. maddesi uyarınca tutulması zorunlu olan defterleri, genel kurul tutunakları, hazirun cetvelleri, varsa banka kayıtları ve diğer ödemeye belgeler üzerinde kooperatif konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, davalının üyeliği eşinden devir alıp almadığı, devir almış ise davacıya devir sözleşmesinin ulaşıp ulaşmadığı, devir sonrasında davacı kooperatifin davalı ya da onun eşinden hangisini açıkça ya da zımnen üye olarak benimsediği, diğer anlatımla devir alanın üyeliğinin benimsenip benimsenmediği değerlendirilmeli, benimsenmiş ise davalının devir edenin borçlarından da sorumlu tutulması, kooperatifin zımni bir benimsemesi olmadığı takdirde ve sadece devrin ulaştığına dair bilgi veya belgeye rastlanması halinde, davalının ortaklık koşullarını taşıyıp
    taşımadığı değerlendirilip, ortaklık şartlarını taşıdığının belirlenmesi halinde davalının devren üye olduğunun kabul edilmesi ya da devren üyelik koşulları oluşmamışsa, yönetimce bir karar alınmak ya da zımni olarak benimsenmek suretiyle yeni üye olarak kabul edilip edilmediği hususlarında ek rapor alınarak, davalının, dava konusu alacağın ne kadarından sorumluğu olduğunun tespiti açısından, kooperatife hangi şekilde üye olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişinin, davalı vekilinin cevap dilekçesindeki devir yoluyla ortak olunduğu yönündeki beyanını esas alarak, davalının devir yoluyla kooperatife üye olduğunu kabul eden görüşüne itibar ederek, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    ...) Kabule göre; mahkemece karar verilmeden önce 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun .... maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin .../.... maddesinin .... bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
    Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar.
    Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/.... ( 6098 sayılı TBK’nun 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un .../.... maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için .... maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/.... maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadırlar.
    Somut olayda, aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulaması gereken azami faiz oranı TBK’nun 120/.... maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un .../.... maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
    Mahkemece, karar verilmeden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, dava konusu temerrüt faiz alacağı konusunda gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan yasa değişikliği gözden kaçırılarak, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi