BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/269 Esas 2019/885 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/269
Karar No: 2019/885
Karar Tarihi: 24.09.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/269 Esas 2019/885 Karar Sayılı İlamı

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/269
KARAR NO: 2019/885
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 24/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının İddia ve Talebi: Davacı vekilinin -------- harç ikmal tarihli dava dilekçesinde özetle; " davacı şirket ile dava dışı ---------. arasında "müşteri taşıt tanıma sistemi sözleşmesi" bulunduğunu, davacı tarafından talep edilen araçlara akaryakıt dolumu yapıldığını ve bedelinin davacı tarafından ödendiğini, davalının isteği ile davalı adına kayıtlı --------- plakalı -------- model araca akaryakıt alabilmesi amacıyla davacı tarafından akaryakıt alabilmesi için taşıt tanıma sistemi alındığını, dava dışı -------- tarafından faturalandınlan akaryakıt bedellerinin davacı tarafından ödendiğini, davalı tarafından alınan akaryakıttan ------ kısmın davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle Anadolu 21. İcra Müd. ------- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun ise haksız olarak itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle haksız itirazın iptaline, borçlu şirket aleyhine % 40 den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini..." talep ve dava etmiştir.
Davalının Savunması ve Karşı Talebi: Davalı vekilinin -------tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının taşıt tanıma sistemi ile akaryakıt kullanımı yaptığı süreçte davacı --------- sigortalı çalışanı olduğunu, icra takibine itiraz dilekçesinde davacı şirkete banka üzerinden yapılmış olunan ödemelerin makbuzlarının ibraz edildiğini ve davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirket aleyhine % 20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. İcra İflas Kanunu'nun 89'ncu maddesindeki haciz ihbarnamesi nedeniyle açılan menfi tespit davalarının, tarafları tacir olsa bile ticari işletmelerinden kaynaklanmamaktadır -----------
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Somut olayda, davalı, sigorta kayıtlarına göre davacı şirketin yetkililerinden --------- sigortalı çalışanıdır. Sigortalı işçi olarak çalışan davalının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Davacı tarafça da son oturumda davacının, dava dışı petrol şirketi ile aralarındaki taşıt tanıma sisteminden davalının kendi şahsi aracına yakıt almak için faydalandırıldığı beyan edilmiştir. Bu durumda dava sadece davacının ticari işletmesini ilgilendirmekte, davalının ticari işletmesini de ilgilendiren bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın bahsi geçen üç grup içerisinde yer almadığı ve bu nedenle de taraflar arasında ticaret mahkemelerinin görev alanına giren bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemeleri tarafından görülüp, sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından davanın görev yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.'nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 24/09/2019

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.