17. Hukuk Dairesi 2014/21810 E. , 2017/6315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 29.05.2008 tarihinde davalının kusurlu hareketi nedeniyle meydana gelen kazada yaya olan ..."a çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini açıklayıp, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile davacı ... için 3.000,00-TL maddi destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için 7000,00-TL’şer manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı ... Sigorta A.Ş"nin maddi tazminat açısından poliçedeki limiti ile sorumlu olmak kaydı ile) tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...vekili ve davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ..."un maddi tazminat davasının reddine, davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.000"er TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki davalılardan müteselsilen kaza tarihi olan 29/05/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
HMK"nun 266.maddesine göre mahkeme ancak çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi veya kendiliğinden bilirkişi görüşü alabilir.
Somut olayda; davacıların desteği ..."un vefat etmesi sebebiyle davacılardan eş ... için destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, desteğin aylık maaşının 431,80TL olduğu, zabıta araştırmasında desteğe 420 TL aylık bağlandığı bu nedenle destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı belirtilmiştir. Oysa, mahkemece denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı olarak aktüer hesabı yapılması, ... tarafından davacıya ödenen rücuya tabi peşin sermaye değeri varsa bunun tenzili yapıldıktan sonra gerçek zarar belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde aktüer hesabı yapılmaksızın karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
3-6098 sayılı TBK. md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak,
hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 01/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.