16. Ceza Dairesi 2015/1160 E. , 2015/4399 K.
"İçtihat Metni"TALEP: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.02.2014 tarih ve 2014/51773 sayılı yazısı ile;
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, iftira ve kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak suçlarından sanık ... "ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1-2, 267/1, 206/1, 62/1, 50/1 ve 52. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, 1.500,00 Türk lirası ve 6.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair... Asliye Ceza Mahkemesinin 24.09.2013 tarihli ve 2013/205 esas, 2013/456 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanunun 206/1. maddesinin bildirilen kimlik bilgilerinin, gerçekte var olmayan kişilere ait olması durumunda uygulanma imkanının doğabileceği, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurması nedeniyle yakalandıktan sonra gerçek kimliği yerine ablasının oğlu katılan ... "a ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle kimliği hakkında resmi mercilere yalan beyanda bulunmak ve iftira olarak belirlenen eyleminin, suç tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanunun 268/1. maddesi aracılığıyla 267/1. maddesi kapsamında düzenlendiği, bu sebeple sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanunun 268/1. maddesi aracılığıyla 267/1. maddesi ile birlikte ayrıca aynı Kanunun 206. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 04.02.2014 gün ve 94660652-105-34-11441-2013/2692/8261 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
OLAY
Hükümlü ... , ... Asliye Ceza Mahkemesinin 24.09.2013 tarih 2013/205-456 sayılı ilamı ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, iftira ve kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak suçlarından 5237 sayılı TCK 191/1-2, 267/1, 206/1, 62/1, 50/1 ve 52. maddeleri gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca hapisten çevrili adli para cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin oluşa uygun kabulüne göre; olay tarihinde kullanmak için üzerinde taşıdığı uyuşturucu ile yakalanan hükümlünün ceza soruşturma ve kovuşturmasından kurtulmak amacıyla kolluk görevlilerine kendisini ... olarak tanıtıp, kimlik bilgilerini verdiği, bu şahıs hakkında dava açılmasına sebebiyet verdikten sonra gerçeğin parmak izi incelemesinden sonra ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.
HUKUKİ NİTELENDİRME
5237 sayılı TCK 44. maddesinde "İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır." şeklinde farklı neviden fikri içtima hükmü düzenlenmiştir.
Hükümlü işlediği bir fiil ile birden fazla suçun oluşumuna sebebiyet vermiştir. Nitekim kendisi hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başka bir şahsın kimliğini kullanmıştır. Bu beyan doğrultusunda tutanak tanzim edilerek kamu davası açılmıştır. Dolayısıyla meydana gelen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak ve başkasının kimliğini kullanmak suretiyle iftira suçları oluşmuş olup, bu suçlardan yaptırımı en ağır olan fiilden dolayı sanığın cezalandırılması gerektiği halde iki ayrı suçtan cezai hüküm kurulması TCK 44/1. maddesine aykırılık oluşmuştur.
Bu nedenlerle kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
KARAR
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.02.2014 tarih 2014/51773 sayılı Kanun Yararına Bozma talebinin, 5271 sayılı CMK 309. maddesi gereğince KABULÜNE;
2-Hükümlü ... hakkındaki ... Asliye Ceza Mahkemesinin 20.04.2013 tarih ve 2013/205-456 sayılı kararının hüküm kısmının B bendinde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün BOZULMASINA,
3-Bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMK 309/4-d maddesi gereğince resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan sanığa TCK 44/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına,
4-Sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümde değişiklik yapılmasına yer olmadığına,
Dosyasının mahalli mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.