14. Hukuk Dairesi 2010/1501 E. , 2010/2119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.05.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kayıtlarında vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 16.05.2008 tarihli dilekçesi ile; davacıların müşterek ve iştirak halinde malik bulundukları dava konusu tapu kayıtlarında bulunan "... Vakfı"ndan şerhinin tapudan terkinini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu parseller ile aynı kök tapu kaydından gelip 161 sayılı parselden ifrazen oluşan diğer başka parseller hakkında Eyüp 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/634 Esas ve 1998/727 Karar sayılı dosyasında "... Vakfı" şerhinin gayri sahih vakıf olduğu nedeniyle tapudan terkinine dair verilen 15.12.1998 tarihli hükmün Yargıtay 1.Hukuk Dairesince 24.03.1999 tarihinde onanıp kesinleştiği ayrıca, somut davada alınan 17.04.2009 tarihli bilirkişi raporunda nizalı vakfın gayri sahih vakıf niteliği taşıdığı belirtilmiş olmakla davanın kabulüne ... köyü 162, 164, 166, 167, 171, 172, 174, 177, 178, 179, 180, 186, 190, 192 ve 193 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ... vakfından "bedeli öşür mukataalıdır" şerhinin terkinine 08.09.2009 tarihinde karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... İdaresi vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davalı ... İdaresi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Ancak, dava konusu taşınmazların bir kısmında paydaş olan davacılar murisi ... kızı ..."in dosyadaki veraset ilamına göre davacılar dışında Şükran Saraçoğlu isimli mirasçısı bulunup, bu mirasçı davada yoktur.
Elbirliği halinde mülkiyette somut olayda olduğu gibi mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Türk Medeni Kanununun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Medeni Kanunumuzda her bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, açtığı bu davanın devam edebilmesi için öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği kural olarak benimsendiğinden ve dava ehliyetinin varlığı mahkemece re"sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan davaya katılmayan ortakların olurları alınmaksızın veya Türk Medeni Kanununun 640.maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği gözardı edilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, bir kısım tapularda paydaş malikler ... kızı ..., İbrahim ... kızı ..., ... kızı ..., ... kızı ..."in davacılar ile ne gibi hukuki münasebeti bulunduğu, dolayısıyla dava ehliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilmemiştir. Dolayısıyla, paylı mülkiyet rejimine tabi tapu kayıtlarında şerhin sadece müşterek pay maliklerinin paylarına hasren ve HUMK.nun 388 ve 389. maddelerine uygun olarak infaza elverişli şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 01.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.