23. Hukuk Dairesi 2017/2400 E. , 2020/3212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 18.02.2008 tarihli noter ihtarnamesi ile kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, aidat alacağının muaccel hale geldiğini, davacı yerine yeni üye kaydedilmesi, usulüne uygun bir karar alınmamış olması ve kooperatifin mali durumunun iyi olması nedenleriyle erteleme kararının yerinde olmadığını, ayrılan başka üyelere ödeme yapılarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL alacağın 06.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı üyeliğinin muvazaalı olduğunu, davacının, kooperatifin eski yöneticileri, yüklenici firma ve diğer bir kısım üye ile birlikte kooperatifi zarara uğrattığını, aidat ödemesi, bu kapsamda alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; 11.05.2008 tarihli genel kurulda alınan erteleme kararının davacı ve aynı durumdaki diğer üyeler yönünden alındığı, erteleme kararının ortadan kaldırılmadığı, davacı ve diğer ortaklarının istifasından önce 197 olan ortak sayısı istifalardan sonra yeni ortak alımına rağmen 2009 yılında 140 olduğu, davacının yerine yeni bir ortak alınmış olup olmadığı hususunun belirlenemediği, kooperatif bilançosunda görülen 2008 yılındaki banka faiz gelirlerinin 2008 ve2009 yılındaki inşaat harcamalarına yönlendirildiği, yani kooperatifin üyelerini bir an önce konut sahibi yapmak üzere kullandırıldığı, kooperatiften ayrılan üyelere toptan ödeme olarak 6.068.278,00 TL yapılması halinde inşaat harcamalarının %55 oranında kısılması gerektiği, bu halde kooperatifin amacını gerçekleştirme yolunda gerekli çalışmaları yürütemeyeceği ve varlığınında tehlikeye girecek olduğunun tespit edildiği, bu nedenle çıkma payının ödenmesinin 3 yıl ertelenmesine ilişkin genel kurulun aldığı kararın yerinde olduğu, davacı yanın 05.05.2012 tarihi itibariyle alacağını talep ve tahsil edebileceği halde muaccel hale gelmeden 11.01.2010 tarihinde davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3) Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Bozma sonrası alınan raporda davacının ortaklık payına karşılık yeni üye alınıp alınmadığının belirlenemediği ancak erteleme kararından sonra kooperaife yeni üye ortak alımının tespit edildiği, bununla birlikte dava tarihi itibariyle istifa eden ve ihraç yoluyla ayrılan üye sayısının alınan yeni üye sayısından fazla olduğunun belirlendiği, genel kurulda alınmış erteleme kararının bulunmaması halinde, dava tarihi itibariyle çıkma alacaklarının kooperatifçe ödenmesi durumunda kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye düşeceğinin tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak Dairemize intikal eden benzer dosyalarda alınan bilirkişi raporlarında da ayrılan üyelerin yerine yeni ortaklar alındığı, ayrılan üyelere yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyeceği belirlenmiş ve (Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/384 Esas ve Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/416 Esas sayılı dosyaları) anılan mahkemece hükme esas alınan bu raporlara göre davaların kabulüne karar verilmiştir. Eldeki davada verilen kararla Dairemizce incelenen aynı tür dosyalar arasında çelişki meydana gelmiştir (Dairemizin E:2019/1192, K:2019/3892, E:2016/3997, K:2018/3552 sayılı dosyaları). Bu durumda, mahkemece aynı dönem ve benzer durumdaki ortaklar yönünden farklı sonuçlara varan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilerek,ayrılan ortaklar yerine aynı sayıda ortak alınmasa da yeni alınan ortakların kooperatifin mevcudiyetinn tehlikeye düşmesini engelleyeceği hususu da nazara alınarak ayrılan veya çıkarılan ortaklara yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği konusunda raporlar arasında oluşan çelişkileri giderecek şekilde ek rapor alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte gösterilen sebeple davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.